Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
istintak etmek
Anlamı:

1. sorguya çekmek

Örnek:

1. Beni sen istintak edecek değilsin.

1. Beni sen istintak edecek değilsin.


ıştır
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Pancargillerden, 30-70 santimetre yüksekliğinde, yapraklı dalları pişirilerek yenen bir yıllık otsu bitki, yaban pazısı (Chenopodium urbicum)


Lisan : Bulgarca

iştira
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Satın alma


Lisan : Arapça iştirāʾ

Telaffuz : iştira:

iştira etmek
Anlamı:

1. satın almak


istirahat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinlenme, rahat etme

Örnek:

1. Askerimiz şu beklemeyi bir istirahat sayıyor.

1. Askerimiz şu beklemeyi bir istirahat sayıyor.


Lisan : Arapça istirāḥat

istirahat etmek
Anlamı:

1. dinlenmek


iştirak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ortaklık, ortak olma, paydaşlık

2. Bir işte yer alma, paydaşlık etme

3. Bir işe, bir düşünceye katılma, katılım

4. toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Katılma


Lisan : Arapça iştirāk

Telaffuz : iştira:ki

iştirak etmek
Anlamı:

1. katılmak

Örnek:

1. Dışarıya fırlayan bütün davetliler de bu gülbange iştirak ediyorlardı.

1. Dışarıya fırlayan bütün davetliler de bu gülbange iştirak ediyorlardı.

2. ortak olmak


iştirakçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ortaklık eden, ortak olan

2. Sosyal güvenlik bakımdan bir sandık vb. bir kuruma bağlı olan memur, işçi

3. Katılımcı


iştirakçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İştirakçi olma durumu

2. İştirakçinin yaptığı iş


ıstırap
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 ızdırap


Lisan : Arapça iżṭirāb

ıstırar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 ıztırar


Lisan : Arapça iżṭirār

ıstırari
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , 343 ıztırari


Lisan : Arapça iżṭirārī

istirdat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Geri alma

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Bir yeri yeniden ele geçirme, geri alma, kurtarma


Lisan : Arapça istirdād

Telaffuz : istirda:dı

istirham
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalvarma, merhamet dileme


Lisan : Arapça istirḥām

Telaffuz : istirha:mı

istirham etmek
Anlamı:

1. yalvarmak, dilemek, rica etmek


istirhamda bulunmak
Anlamı:

1. istirham etmek


istiridye
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yassı solungaçlılar sınıfından, ılıman ve sıcak denizlerde yaşayan, güçlü kaslarla birbiri üzerine kapanan iki çeneti olan, eti beğenilen bir deniz yumuşakçası (Ostrea edulis)


Lisan : Rumca

Telaffuz : istiri'dye

istişare

İlgili Kelimeler:

istişare heyeti

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Danışma


Lisan : Arapça istişāre

Telaffuz : istişa:re

istişare etmek
Anlamı:

1. danışmak


istişare heyeti
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Danışma kurulu


istiskal
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belli etme

Örnek:

1. Çoğundan istiskal, pek azından itibar gördü.

1. Çoğundan istiskal, pek azından itibar gördü.


Lisan : Arapça istis̱ḳāl

Telaffuz : istiska:li

istiskal etmek
Anlamı:

1. hoşnutsuzluğunu belli ederek soğuk davranmak

Örnek:

1. Şahin Efendi, bu saygısız misafiri artık açıktan açığa istiskal ediyordu.

1. Şahin Efendi, bu saygısız misafiri artık açıktan açığa istiskal ediyordu.


istismar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birinin iyi niyetini kötüye kullanma

Örnek:

1. Türkiye Cumhuriyeti, laikliği umdeleri arasına koymakla dini, tecavüzden, istismardan, menfaate, şerre alet etmekten kurtardı.

1. Türkiye Cumhuriyeti, laikliği umdeleri arasına koymakla dini, tecavüzden, istismardan, menfaate, şerre alet etmekten kurtardı.

2. Sömürme


Lisan : Arapça istis̱mār

Telaffuz : istisma:rı

istismar etmek
Anlamı:

1. işletmek, yararlanmak

2. birinin iyi niyetini kötüye kullanmak

Örnek:

1. Hâlbuki onlar, işte bu saflığı istismar ediyorlar. Bütün düşünceleri seni kullanmak, o kadar.

1. Hâlbuki onlar, işte bu saflığı istismar ediyorlar. Bütün düşünceleri seni kullanmak, o kadar.

3. sömürmek

Örnek:

1. Dünyaya ferman okuduğumuz çağlarda zapt ettiğimiz yerleri öylesine istismar etmek aklımızdan geçmemiş.

1. Dünyaya ferman okuduğumuz çağlarda zapt ettiğimiz yerleri öylesine istismar etmek aklımızdan geçmemiş.