92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Yapı kurma, yapı yapma, kurma
1. Köprü inşası.
1. Köprü inşası.
2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Düzyazı veya şiir kaleme alma, yazıya dökme
3. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Düzyazı
4. eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Dilek kiplerine verilen genel ad
Lisan : Arapça inşāʾ
Telaffuz : inşa:
inşaat atığı, inşaat çivisi, blok inşaat
1. isim , isim , isim , isim , Yapma işi, yapım
1. Gemi inşaatı.
1. Gemi inşaatı.
2. Arsalar satıldıktan sonra inşaat başladı.
2. Arsalar satıldıktan sonra inşaat başladı.
2. Yapımı süren bina
1. O gece çöp yolunun ağzındaki inşaatlardan birine sığındılar.
1. O gece çöp yolunun ağzındaki inşaatlardan birine sığındılar.
Lisan : Arapça inşāʾāt
1. isim , isim , isim , isim , Çapı 2-7 milimetre, boyu 4-20 santimetre arasında değişen, başlı ve tepesi tırtıllı çivi
1. isim , isim , isim , isim , Yapı işlerini yöneten teknik görevli
2. Yapı ustası
1. Ben kırkyıllık inşaatçıyım, tanırım hepsini.
1. Ben kırkyıllık inşaatçıyım, tanırım hepsini.
1. isim , isim , isim , isim , Acımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet
1. Sende insaf yok mu, adamcağız bu borcu birden verirse işi bozulmaz mı?
1. Sende insaf yok mu, adamcağız bu borcu birden verirse işi bozulmaz mı?
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Acı, düşün` anlamlarında bir seslenme sözü
1. İnsaf! Oraya yarım saatte gidilir mi?
1. İnsaf! Oraya yarım saatte gidilir mi?
Lisan : Arapça inṣāf
Telaffuz : insa:fı
1. acımasız ve haksız tutumdan vazgeçmek
1. Hanım insafa gelip karnımı doyurmaya izin vermezse açlıktan gümbürdeyeceğim.
1. Hanım insafa gelip karnımı doyurmaya izin vermezse açlıktan gümbürdeyeceğim.
1. bir şeyin bir kimsenin doğruluğuna, adaletine ve isteğine bağlı olduğunu belirten bir söz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnsafı olan
1. Basitlik, aleladelik derken belki de biraz insaflı davranıyorum.
1. Basitlik, aleladelik derken belki de biraz insaflı davranıyorum.
1. anlayışlı, hoşgörülü olduğu belli olmak
1. Gelinin babası insaflı çıktı da verdi Gülizar'ı bizim oğlana.
1. Gelinin babası insaflı çıktı da verdi Gülizar'ı bizim oğlana.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnsafı olmayan
1. Dünyanın en insafsız elleri sanki beni kırbaçlarla, sopalarla dövdüler.
1. Dünyanın en insafsız elleri sanki beni kırbaçlarla, sopalarla dövdüler.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Vicdansız bir biçimde, acımasızca
1. Ancak bu emirler insafsız görünseler bile katiyen ahlaksızca olamazlardı.
1. Ancak bu emirler insafsız görünseler bile katiyen ahlaksızca olamazlardı.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , İnsafsız bir biçimde, insafsızcasına
1. Amcasının, adamı nasıl insafsızca dövdüğünü biliyordu.
1. Amcasının, adamı nasıl insafsızca dövdüğünü biliyordu.
Telaffuz : insafsı'zca
1. isim , isim , isim , isim , İnsafsız olma durumu, insafsızca davranma
1. Bu işlerle uğraşan insanların hepsini yalancı addetmek insafsızlık olur.
1. Bu işlerle uğraşan insanların hepsini yalancı addetmek insafsızlık olur.
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Tanrı dilerse, Tanrı nasip ettiyse` anlamlarında dilek anlatan bir söz
1. İnşallah memlekete hayırlı olursunuz.
1. İnşallah memlekete hayırlı olursunuz.
Lisan : Arapça inşāʾe + allāh
Telaffuz : i'nşallah
insan biçimcilik, insan bilimi, insan coğrafyası, insan evladı, insan hâli, insaniçincilik, insan kurusu, insanmerkezci, insan müsveddesi, insanoğlu, insan sarrafı, insanüstü, üst insan, bilim insanı
1. isim , isim , isim , isim , Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı
2. Âdemoğlu, âdem evladı
1. O yaşta insan hiç düşünmeden sadece yaşamaya bakar.
1. O yaşta insan hiç düşünmeden sadece yaşamaya bakar.
3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse)
Lisan : Arapça insān