92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Doğru bir çizgi üzerinde bulunma durumu
1. Çarşafların kenarları perdelerle bir hizada mıydı?
1. Çarşafların kenarları perdelerle bir hizada mıydı?
Lisan : Arapça ḥiẕāʾ
Telaffuz : hiza:
1. isim , isim , isim , isim , Bitlis iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : hi'zan
1. isim , isim , isim , isim , Tahta ve kereste biçmeye yarayan, elektrik ve su gücüyle çalışan büyük bıçkı
Lisan : Farsça ḫarās
1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , davranışlarını düzeltmek, yola gelmek
1. Ha şöyle, dedi içinden, adam ol da biraz hizaya gel.
1. Ha şöyle, dedi içinden, adam ol da biraz hizaya gel.
1. birinin davranışlarını düzeltmek, yola getirmek
1. Bir defada sözü, beni meslek hayatımda hizaya getiren uyarmalardan biri olmuştur.
1. Bir defada sözü, beni meslek hayatımda hizaya getiren uyarmalardan biri olmuştur.
1. hızla gidişini yavaşlatamamak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , öfkesini yenememek, yatışamamak
1. Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü.
1. Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü.
1. şiddetini yenmek, yatışmak
1. Fırtına hızını aldı.
1. Fırtına hızını aldı.
2. yavaşlamak, hızını yitirmek
1. etkisini, geçerliliğini yitirmek, hükmü kalmamak
1. Güneş hızını kaybedince bu yapışkan su donar, yapraklar ellenebilir, toplanabilir duruma gelir.
1. Güneş hızını kaybedince bu yapışkan su donar, yapraklar ellenebilir, toplanabilir duruma gelir.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bölük, kısım
2. Kur'an-ı Kerim'in her cüzünün beş sayfalık bölümü
3. toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye karşı olan, ayrı bir teşkilat merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup, fraksiyon, klik
Lisan : Arapça ḥizb
1. isim , isim , isim , isim , Hizip oluşturan veya bir hizip içinde yer alan kimse, klikçi
1. Gerçi Meclisimebusandaki bağımsızlarla hizipçiler henüz tamamıyla bu partiye mal olmamışlardı.
1. Gerçi Meclisimebusandaki bağımsızlarla hizipçiler henüz tamamıyla bu partiye mal olmamışlardı.
1. isim , isim , isim , isim , Örgütlenmiş bir topluluğun içinde bütünlüğü bozacak biçimde yeni bir topluluk oluşturma, klikçilik
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hiziplere ayrılmak, klikleşmek
1. isim , isim , isim , isim , `Birinin en sıkışık zamanında, beklemediği biri, yardımına yetişmek` anlamındaki Hızır gibi (imdadına veya yardımına) yetişmek deyiminde geçen bir söz
1. Ya annem ya ninem babamın çıkardığı gürültüyü işitip mutlaka Hızır gibi imdadıma yetişir.
1. Ya annem ya ninem babamın çıkardığı gürültüyü işitip mutlaka Hızır gibi imdadıma yetişir.
Özel: Evet
Lisan : Arapça ḫiżr
son hızla
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çabucak
1. Dar ve sapa yollardan hızla yürümeye çalışıyorduk.
1. Dar ve sapa yollardan hızla yürümeye çalışıyorduk.
Telaffuz : hı'zla
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hızlanma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. -i , -i , -i , -i , Hızlandırma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Hızlandırmaya gücü yetmek
3. Hızlandırma becerisi bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hız verilmek, hızı artırılmak