92406 kayıt bulundu.
1. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Saklamak
2. Aklında tutmak, bellemek, ezberlemek
Lisan : Arapça ḥifẓ + Türkçe etmek
Telaffuz : hı'fzetmek
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sağlıklı yaşamak için alınması gerekli önlemlerin bütünü
2. Sağlık bilgisi, hijyen
Lisan : Arapça ḥifẓ + ṣiḥḥa
Telaffuz : hı'fzıssıhha
1. sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , Nemcil
Lisan : Fransızca hygrophile
1. isim , isim , isim , isim , Nemölçer
Lisan : Fransızca hygromètre
Telaffuz : higrome'tre
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nem ile ilgili, neme ilişkin
Lisan : Fransızca hygrométrique
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Nemdenetir
Lisan : Fransızca hygrostat
1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Neme yönelim
Lisan : Fransızca hygrotropisme
1. isim , isim , isim , isim , Sağlık bilgisi
2. Sağlık koruma, hıfzıssıhha
3. Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü
Lisan : Fransızca hygiène
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sağlıklı
2. Temiz
3. Sağlık kurallarına uygun
Lisan : Fransızca hygiénique
1. `her durumuyla birine çok benziyor` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Bahane ileri sürme
2. Belli belirsiz cevap verme
1. bir işten kaçınmak için bahaneler ileri sürmeye çalışmak
2. sorulan bir soruya açık bir anlamı olmayan, belirsiz cevaplar vermek
hikâye birleşik zamanı, uzun hikâye, hayat hikâyesi, yılan hikâyesi
1. isim , isim , isim , isim , Bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılması
1. Salonunda toplanmıştık geçen gece beş on kişi / Vardı onun kendine has bir hikâye söyleyişi
1. Salonunda toplanmıştık geçen gece beş on kişi / Vardı onun kendine has bir hikâye söyleyişi
2. argo , argo , argo , argo , Aslı olmayan söz, olay
1. Anlattıkları hep hikâye idi.
1. Anlattıkları hep hikâye idi.
3. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türü, öykü
4. tıp , tıp , tıp , tıp , Hastanın rahatsızlığı ile ilgili geçmişi
5. tıp , tıp , tıp , tıp , Hastalığın teşhis ve tedavisiyle ilgili her türlü bilgi, epikriz
Lisan : Arapça ḥikāye
Telaffuz : hikâ:ye
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yalın zamanlı bir fiilin geçmişte yapıldığını anlatan, idi > -di ekiyle kurulan kip
1. (geldi + idi) > geldiydi, (gelse + idi) > gelseydi.
1. (geldi + idi) > geldiydi, (gelse + idi) > gelseydi.
1. ayrıntılarıyla anlatmak, söylemek
1. Eve geldim, olup biteni hikâye ettim.
1. Eve geldim, olup biteni hikâye ettim.
1. isim , isim , isim , isim , Hikâye yazan, öykücü
1. İstanbul'da ne kadar şair, hikâyeci varsa hepsinin arkasına düşüyor, hepsiyle tanışıyordu.
1. İstanbul'da ne kadar şair, hikâyeci varsa hepsinin arkasına düşüyor, hepsiyle tanışıyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Kısa veya özlü anlatımı olan hikâye, fıkra, anekdot
1. Bu iki hikâyecik üzerinde zerre kadar edebî münakaşalara girişmemişlerdi.
1. Bu iki hikâyecik üzerinde zerre kadar edebî münakaşalara girişmemişlerdi.