92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Bitlis iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : gü'roymağı
1. isim , isim , isim , isim , Van iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : gü'rpınar
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Nefes nefese
1. Çocukcağız gürsoluk, olup biteni, duyduklarını, gördüklerini anlattı.
1. Çocukcağız gürsoluk, olup biteni, duyduklarını, gördüklerini anlattı.
Telaffuz : gü'rsoluk
1. isim , isim , isim , isim , Bursa iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : gü'rsu
1. isim , isim , isim , isim , Brahmacı eğitimde, yüksek kasttan gençleri ve öğrencileri yetiştiren, manevi gücünün en yüksek noktada olduğuna inanılan kimse
2. Pir
Lisan : Sanskrit
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Değersiz, aşağı görülen, küçümsenen topluluk, derinti, sürü
1. Bu artist güruhu balolardan hoşlanmazlar.
1. Bu artist güruhu balolardan hoşlanmazlar.
Lisan : Farsça gurūh
Telaffuz : güru:hu
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Akan şeyler bol ve gür ses çıkararak
1. Anacığım içinde gürül gürül suyu olan çiftlikte büyümüştü.
1. Anacığım içinde gürül gürül suyu olan çiftlikte büyümüştü.
1. isim , isim , isim , isim , Guruldamak işi
1. Sonunda açlıktan guruldamaya başlayan mideme iki lokma bir şey girecekti.
1. Sonunda açlıktan guruldamaya başlayan mideme iki lokma bir şey girecekti.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sindirim yollarından bir sıvı geçerken `gur gur` diye ses çıkarmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çok hızlı ve gürültülü ses çıkarmak
1. Dere gürüldeyerek akıyor.
1. Dere gürüldeyerek akıyor.
1. isim , isim , isim , isim , Sindirim yollarından bir sıvı geçerken çıkan sese verilen ad
1. Bunlar nargile seslerinin gurultusu arasında derin uykulara dalar.
1. Bunlar nargile seslerinin gurultusu arasında derin uykulara dalar.
gürültü kirliliği, gürültü patırtı, kuru gürültü, gök gürültüsü
1. isim , isim , isim , isim , Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata
1. Gemi baş döndüren zaferli bir gürültüyle indi sulara.
1. Gemi baş döndüren zaferli bir gürültüyle indi sulara.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma
1. İşçiler arasındaki gürültü.
1. İşçiler arasındaki gürültü.
1. gürültüden daha güçlü ses çıkarıp onu etkisizleştirmek
1. Barın bütün gürültüsünü bastıran kahkahaları bundan sonra başladı.
1. Barın bütün gürültüsünü bastıran kahkahaları bundan sonra başladı.
1. düzensiz ve rahatsız edici sesler çıkarmak
1. Karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım.
1. Karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım.
2. kavga, karışıklık, tartışma çıkarmak
1. Bir gürültü çıkarmadan buradan gidiniz.
1. Bir gürültü çıkarmadan buradan gidiniz.
1. `kafasını dinlemek isteyen kimse, gürültülü patırtılı işlerde görev almaz` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , İnsanlar üzerinde fiziksel ve ruhsal bakımdan olumsuz etkiler oluşturan karışık ve yüksek ses
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gürültü yapan veya gürültü çıkaran (kimse), velveleci, kavaracı
1. Gürültücü çocuk.
1. Gürültücü çocuk.
1. isim , isim , isim , isim , Gürültücü olma durumu, velvelecilik, kavaracılık
gürültülü patırtılı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gürültüsü olan
1. Dışarıdaki sofadan kalınlı inceli, gürültülü sesler işitildi.
1. Dışarıdaki sofadan kalınlı inceli, gürültülü sesler işitildi.
2. Karışık olaylarla dolu
1. Gürültülü bir yaşayış.
1. Gürültülü bir yaşayış.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok gürültülü ve karışık
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok gürültülü ve karışık bir biçimde
gürültüsüz patırtısız
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gürültüsü olmayan
1. Hamit'in bir özelliği de gürültüsüz yerde çalışamamasıdır.
1. Hamit'in bir özelliği de gürültüsüz yerde çalışamamasıdır.
2. Kimseyi tedirgin etmeyen veya kimsenin dikkatini çekmeyen