Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
goşizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Solculuğun aşırı biçimi


Lisan : Fransızca gauchisme

gösterebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösterebilmek işi


gösterebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Gösterme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Kız, kendini mümkün olduğu kadar sakin, lakayıt gösterebilmek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır.

1. Kız, kendini mümkün olduğu kadar sakin, lakayıt gösterebilmek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır.

2. Göstermeye gücü yetmek


gösteren
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü


gösterge

İlgili Kelimeler:

gösterge bilimi, benzin göstergesi, gaz göstergesi, mazot göstergesi, sapma göstergesi, sayı göstergesi, yağ göstergesi, yağış göstergesi, yakıt göstergesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im, işaret

Örnek:

1. Bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir.

1. Bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir.

2. Bir durumla ilgili çeşitli aşamaları gösteren liste, icmal

3. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Bir gelişimi gösteren nicelikler veya değerler arasındaki ilişki, endeks, indeks

4. dil bilimi , dil bilimi , dil bilimi , dil bilimi , Anlamla biçimin, gösterenle gösterilenin kaynaşmasından oluşan dil birimi, belirtke

5. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir aracın işlemesiyle ilgili bazı ölçümlerin sonucunu kendiliğinden gösteren araç, müşir (II), indikatör

Örnek:

1. Göstergesi gece gündüz İstanbul üzerinde duran hayli eski ama sağlam radyoyu açtı.

1. Göstergesi gece gündüz İstanbul üzerinde duran hayli eski ama sağlam radyoyu açtı.


gösterge bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İletişim amacıyla kullanılan her türlü gösterge dizgesinin yapısını, işleyişini inceleyen bilim, im bilimi, semiyoloji, semiyotik

2. Göstergelerin dildeki kullanımları veya dille uygulanması


göstergeç
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Işının yeğinlik düzeyini algılayıp ölçen alet, monitör

2. Ses dalgası iletiminde, iletimi bozmadan ve kesmeden niteliğini denetleyen alet, monitör

3. teknik , teknik , teknik , teknik , Televizyon, bilgisayar vb.nde görüntü ile sesin niteliğini eşleme, görüntü seçimini gerçekleştirme, görüntüyü yayımlama gibi işlerin denetlenmesinde kullanılan alet, monitör


gösteri

İlgili Kelimeler:

gösteri adamı, gösteri yürüyüşü, ilk gösteri, giyim gösterisi, gövde gösterisi, tanıtım gösterisi, söz gösterisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun

Örnek:

1. Uçakların uçuş gösterileri.

1. Uçakların uçuş gösterileri.

2. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş

3. Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi

Örnek:

1. Sinematekte film gösterileri başladı.

1. Sinematekte film gösterileri başladı.

4. Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerin yer aldığı eğlence, şov

5. Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılan sunum, demonstrasyon, demo

6. Birinin, bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat


gösteri adamı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şov yapan kimse, gösterici, şovmen


gösteri yapmak
Anlamı:

1. topluluk önünde bir beceri veya oyunu sergilemek

2. düşüncelerini halka veya yetkililere duyurmak için bir araya gelerek eylemde bulunmak


gösteri yürüyüşü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir topluluğun duygularını dile getirmek için ana yollar ve alanlarda yürüyerek yapılan gösteri


gösterici
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösteri yapan kimse, gösteri adamı, nümayişçi

2. Fotoğraf, film vb.ni bir yüzeye yansıtmaya yarayan araç, projektör


göstericilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Göstericinin yaptığı iş

2. Gösterici olma durumu


gösterilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösterilebilmek işi


gösterilebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Gösterilme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Sulandıkça canlanan bir nergise gösterilebilecek özenle yaralarını sardı onun.

1. Sulandıkça canlanan bir nergise gösterilebilecek özenle yaralarını sardı onun.


gösterilen
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Göstergenin kavram yönü, gösterenle birleşerek göstergeyi oluşturan içerik


gösteriliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösterilme işi


gösterilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösterilmek işi


gösterilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Görülmesi sağlanmak

Örnek:

1. Sessiz sinema filminde bir yabani atın terbiye sahnesi gösteriliyordu.

1. Sessiz sinema filminde bir yabani atın terbiye sahnesi gösteriliyordu.


gösterim

İlgili Kelimeler:

çoklu gösterim, ön gösterim, gece gösterimi, gündüz gösterimi

Anlamı:

1. isim , isim , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , isim , isim , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , Görüntülerin gösterici yardımıyla bir yüzeye yansıtılması işi, projeksiyon

2. Sinema salonlarında filmin gösterilmeye başlaması, vizyon

3. Sinema, tiyatro, konser vb. sanat dallarında verilen gösterilerden her biri, seans


gösterime girmek
Anlamı:

1. sinema salonlarında bir film oynamaya başlamak


gösteriş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösterme işi

2. Başkalarını aldatmak, şaşırtmak, korkutmak veya kendini beğendirmek için birinin yaptığı yapay davranış, çalım, alım çalım, kurum

Örnek:

1. Eski hayat baştan başa bir nümayiş ve gösteriş hayatı idi.

1. Eski hayat baştan başa bir nümayiş ve gösteriş hayatı idi.

3. Göze çarpıcı nitelik, göz alıcılık

Örnek:

1. Bu yapının hiç gösterişi yok.

1. Bu yapının hiç gösterişi yok.

4. Görkem


gösteriş yapmak
Anlamı:

1. başkalarını aldatmak, şaşırtmak, korkutmak veya kendini beğendirmek için yapay davranmak

Örnek:

1. Salih de tam bir gösteriş yapmak hevesiyle boşanmış bir yay gibi kalktı ayağa.

1. Salih de tam bir gösteriş yapmak hevesiyle boşanmış bir yay gibi kalktı ayağa.


gösterişçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösteriş yapmasını seven, gösteriş amacı güden kimse


gösterişçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösterişçi olma durumu