Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ferahlatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ferah duruma getirmek, rahatlatmak

Örnek:

1. Pilot, türbülans beklemediklerini, yolun iyi geçeceğini açıklayarak içini ferahlattı.

1. Pilot, türbülans beklemediklerini, yolun iyi geçeceğini açıklayarak içini ferahlattı.


ferahlayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ferahlayıvermek durumu


ferahlayıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak ferahlamak

Örnek:

1. Fakat yatağanını bırakan delikanlının Arap İhsan'ın elini öptüğünü görünce içi ferahlayıverdi.

1. Fakat yatağanını bırakan delikanlının Arap İhsan'ın elini öptüğünü görünce içi ferahlayıverdi.


Telaffuz : ferahlayı'vermek

ferahlık

İlgili Kelimeler:

gönül ferahlığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ferah olma durumu, genişlik, gönül açıklığı

Örnek:

1. İçimde âdeta bir genişlik, bir ferahlık var.

1. İçimde âdeta bir genişlik, bir ferahlık var.


ferahlık duymak
Anlamı:

1. içinin açıklığını, rahatlığını hissetmek

Örnek:

1. Şimdi karşımda alevden bir duvar görüyor, içimde bir ferahlık duyar gibi oluyorum.

1. Şimdi karşımda alevden bir duvar görüyor, içimde bir ferahlık duyar gibi oluyorum.


ferahlık vermek
Anlamı:

1. iç açmak, rahatlık hissettirmek

Örnek:

1. Yeni boyanıp temizlenmiş bir ev gibi havası ferahlık veriyordu.

1. Yeni boyanıp temizlenmiş bir ev gibi havası ferahlık veriyordu.


ferahnak

İlgili Kelimeler:

ferahnakaşiran

Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam


Lisan : Arapça feraḥ + Farsça -nāk

Telaffuz : ferahna:k

ferahnakaşiran
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir makam


Lisan : Arapça feraḥ + Farsça -nāk + Arapça ʿaşīrān

Telaffuz : ferahna:kâ:şi:ra:nı

ferahnüma
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir makam


Lisan : Arapça feraḥ + Farsça -numā

Telaffuz : ferahnüma:

feraset
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , ruh bilimi , ruh bilimi , Anlayış, seziş, sezgi

Örnek:

1. Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum.

1. Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum.

2. Zekâ


Lisan : Arapça ferāset

Telaffuz : fera:set

ferasetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Anlayışlı

Örnek:

1. Çok ferasetli valimiz de buna benzer öğütlerde bulunmuştur.

1. Çok ferasetli valimiz de buna benzer öğütlerde bulunmuştur.


ferasetsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Anlayışsız


ferasetsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ferasetsiz olma durumu


ferç
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , Dişi canlılarda üreme organının dış bölümü, vulva


Lisan : Arapça ferc

ferda
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yarın

2. Gelecek zaman, yarın


Lisan : Farsça ferdā

Telaffuz : ferda:

ferdası
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ertesi

Örnek:

1. Bir gün evvel canciğer kuzu sarması, ferdası günü sen kimsin efendi ben seni tanımıyorum.

1. Bir gün evvel canciğer kuzu sarması, ferdası günü sen kimsin efendi ben seni tanımıyorum.


ferden ferda
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Tek tek


Lisan : Arapça ferden ferden

Telaffuz : ferden ferda:

ferdî

İlgili Kelimeler:

ferdî kaza sigortası

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bireysel, kişisel, fertle ilgili, şahsi

Örnek:

1. Izdıraplarınızın maddi ve ferdî kısımlarını azaltmak kolay.

1. Izdıraplarınızın maddi ve ferdî kısımlarını azaltmak kolay.


Lisan : Arapça ferdī

Telaffuz : ferdi:

ferdî kaza sigortası
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Deprem dâhil her yerde oluşacak kaza sonunda ortaya çıkan sakatlık, hastalık veya ölüm dolayısıyla ödenecek para tutarını belirleyen sözleşme


ferdîlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bireysel olma durumu

Örnek:

1. Ferdîlik insanın değiştirmesi ve değiştirilmesi mümkün olmayan temel yapısıdır.

1. Ferdîlik insanın değiştirmesi ve değiştirilmesi mümkün olmayan temel yapısıdır.


ferdiyet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Bireysellik


Lisan : Arapça ferdiyyet

ferdiyetçi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , toplum bilimi , toplum bilimi , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , toplum bilimi , toplum bilimi , Bireyci


ferdiyetçilik
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , felsefe , felsefe , toplum bilimi , toplum bilimi , Bireycilik


ferforje
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapılara, pencerelere veya evlerin iç bölümlerine süsleme amacıyla yapılıp takılan dövme demir


Lisan : Fransızca fer forgé

ferhane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Birden çok mağazası bulunan eski hanların tipinde, avlulu geniş bina, büyük han veya kervansaray


Lisan : Farsça bār + ḫāne

Telaffuz : ferha:ne