Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
akala
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir tür pamuk


akamber
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özellikle amber balığının bağırsaklarından çıkarılan, kül renginde, yapışkan, bükülgen ve misk gibi kokusu olan bir taş

2. Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu reçine


Lisan : Türkçe ak + Arapça ʿanber

Telaffuz : a'kamber

akamet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kısırlık, verimsizlik

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Başarısızlık, sonuçsuzluk

Örnek:

1. Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum.

1. Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum.


Lisan : Arapça ʿaḳāmet

Telaffuz : aka:met

akamete uğramak
Anlamı:

1. başarısız olmak, sonuçsuz kalmak


akan sular durmak
Anlamı:

1. itiraz edememek, söyleyecek sözü kalmamak

Örnek:

1. Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu.

1. Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu.


akan yıldız
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Güneş sistemi içinde hareket ederken Dünya atmosferinin üst katmanlarına girip sürtünme sonucu ateş külçesi durumuna dönüşen küçük nesne, ağma, şahap


akar
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk, akaret


Lisan : Arapça ʿaḳār

Telaffuz : aka:rı

akar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Halı, koltuk, yatak vb. yerlerde ve nemli ortamlarda yaşayan, astıma yol açabilen, insan vücudundan dökülen deri tozlarıyla ve parçacıklarıyla beslenen bir tür canlı


Lisan : Fransızca acare

akar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvı, mai, likit


akar amber
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Asya ve Amerika'da yetişen, odunu ceviz ağacınınkine benzeyen, güzel kokulu öz suyu olan büyük bir ağaç (Liquidambar orientalis)


akar edinmek
Anlamı:

1. kira geliri getirecek bir mal sahibi olmak

Örnek:

1. Şöyle bir iki parça, sağlam nevinden irat ve akar edinip efendi efendi yan gel, sefana bak.

1. Şöyle bir iki parça, sağlam nevinden irat ve akar edinip efendi efendi yan gel, sefana bak.


akara kokara bakma, çuvala girene bak
Anlamı:

1. `iyi, kötü deme; mal ve para biriktir` anlamında kullanılan bir söz


akarca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük akarsu

2. Kaplıca

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kemik veremi

4. tıp , tıp , tıp , tıp , Sürekli işleyen çıban, fistül


akaret
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Akar

Örnek:

1. Başladı her ay akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya.

1. Başladı her ay akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya.


Lisan : Arapça ʿaḳāret

Telaffuz : aka:ret

akarı kokarı olmamak
Anlamı:

1. bilinen herhangi bir eksiği, kusuru bulunmamak

Örnek:

1. Ev bize dar geliyor, çürük çarık, akarı kokarı eksik değil.

1. Ev bize dar geliyor, çürük çarık, akarı kokarı eksik değil.


akarına bırakmak
Anlamı:

1. işin sonucunu sabırla beklemek, doğal gelişmeyi beklemek

Örnek:

1. İçeriğin nasıl aktarılacağına dikkat etmiş, dilin olanaklarını akarına bırakmıştır.

1. İçeriğin nasıl aktarılacağına dikkat etmiş, dilin olanaklarını akarına bırakmıştır.


akarlar
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Gövdeleri halkasız, başları göğüsle birleşik, ağız yapıları ısırıcı, sokucu veya emici örümceğimsiler takımı


akarsu

İlgili Kelimeler:

akarsu santrali

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su

2. Tek sıra elmastan gerdanlık


Telaffuz : aka'rsu

akarsu çukurunu kendi kazır
Anlamı:

1. `bir şeyi yapma isteği ve gücü bulunan kimse, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur` anlamında kullanılan bir söz


akarsu gibi
Anlamı:

1. aralıksız, kesintisiz

Örnek:

1. Cevapları pek açık ve akarsu gibi idi.

1. Cevapları pek açık ve akarsu gibi idi.


akarsu pislik tutmaz
Anlamı:

1. `bir insan ne kadar çok çalışırsa o kadar kötü düşünceden ve kötülük yapmaktan uzak olur` anlamında kullanılan bir söz


akarsu santrali
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir gölü veya barajı olmayan, enerji dönüşümü yapılan hidroelektrik santrali


akarsuya inanma, eloğluna dayanma
Anlamı:

1. `akışı ne kadar yavaş olursa olsun akarsuya girmek tehlikelidir, eloğluna güvenmek de doğru değildir, insanı zarara sokabilir` anlamında kullanılan bir söz


akaryakıt

İlgili Kelimeler:

akaryakıt istasyonu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzin, gaz yağı, mazot vb. sıvı yakıt


akaryakıt istasyonu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzin, gaz, motorin vb. sıvı yakıtların satıldığı yer