92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üzerinde bit üremek
1. Bu kibar kıyafetli adamdan, öteki bitlenenler ve dayak yiyenlerden daha çok iğrenir oldu.
1. Bu kibar kıyafetli adamdan, öteki bitlenenler ve dayak yiyenlerden daha çok iğrenir oldu.
bitki bitleri, yaprak bitleri
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kanatlılar alt sınıfına giren, ağız yapıları sokup emmeye elverişli, memelilerde yaşayan ve kanla beslenen bir böcek takımı
bitli kokuş
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üstünde bit bulunan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Cimri
1. `işe yaramaz da olsa her şeyin isteklisi bulunur` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , alay yollu , alay yollu , sıfat , sıfat , alay yollu , alay yollu , Üstü başı kirli, vücut temizliğine bakmayan (kadın)
Bitlis köftesi
1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
Özel: Evet
Telaffuz : bi'tlis
1. isim , isim , isim , isim , Yağsız kıyma veya pirinç ile köftelik bulgur, yağ, nar, yumurta ve baharat kullanılarak hazırlanan ceviz büyüklüğünde bir köfte türü
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bitki, tüy, saç vb. şeyler çıkıp yetişmek
1. Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
1. Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
2. Beklenmedik zamanda ortaya çıkmak
1. Aynı anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir şarkıcıdan çok bir göz bağcıya benziyordu.
1. Aynı anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir şarkıcıdan çok bir göz bağcıya benziyordu.
oldubitti, oldum bittim
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tükenmek
1. Dün akşam param bitmişti.
1. Dün akşam param bitmişti.
2. Sona ermek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok yorulmak
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güçsüz kalmak, çok zayıflamak
1. Biçare adam on günde limon sarısına dönmüş, incelmiş, bitmiş.
1. Biçare adam on günde limon sarısına dönmüş, incelmiş, bitmiş.
5. -e , -e , argo , argo , -e , -e , argo , argo , Çok sevmek, bayılmak, beğenmek
1. Buğulu bir sesi var. Ben böyle sese biterim.
1. Buğulu bir sesi var. Ben böyle sese biterim.
1. bir türlü sonu gelmemek, eksilmemek
1. Kendisine ikram edilen kahveyi içerken her nefes alış verişinde göğsündeki taşın o bitmek tükenmek bilmez takırtıları duyuluyordu.
1. Kendisine ikram edilen kahveyi içerken her nefes alış verişinde göğsündeki taşın o bitmek tükenmek bilmez takırtıları duyuluyordu.
1. bitmeyen, sonu gelmeyen, uçsuz bucaksız
1. Kırk yıl bana bitmez tükenmez çok uzun bir süre gibi görünürdü.
1. Kırk yıl bana bitmez tükenmez çok uzun bir süre gibi görünürdü.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bir şeyin son fiyatı
1. isim , isim , isim , isim , Genel davranışları ve hırpani giysileri ile toplum hayatından kopma eğilimi gösteren ve toplum dışında bir yaşantısı olan genç
Lisan : İngilizce beatnik
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Eski eşyanın alınıp satıldığı pazar
Telaffuz : bi'tpazarı
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Doğal olarak, tabiatıyla, tabii, elbette
1. Buna, bittabi icabı gibi cevap verildi.
1. Buna, bittabi icabı gibi cevap verildi.
Lisan : Arapça bi'ṭ-ṭabʿ
Telaffuz : bi'ttabi:
1. isim , isim , isim , isim , Bir tür acı bira
2. Bir tür ardıç rakısı
3. Acı çikolata
Lisan : Almanca Bitter
Telaffuz : bi'tter
1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı
2. Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb. kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde madde
Lisan : Fransızca bitume
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde bitüm bulunan
1. Bitümlü petrol.
1. Bitümlü petrol.
2. Bitümün bütün özelliklerini gösteren
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Bir işin gizli kalmış kötü ve aksak yanı, kuşkulu bir nokta, kurtyeniği
1. O zaman da denizde sakal ağartmış olanların çoğu bu işte bir bityeniği var diye işkillenmişler.
1. O zaman da denizde sakal ağartmış olanların çoğu bu işte bir bityeniği var diye işkillenmişler.
Telaffuz : bi'tyeniği
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Vefasız
Lisan : Farsça bī + Arapça vefā
Telaffuz : bi:vefa: