Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bellek körlüğü
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Bireyin çevreyi iyi algılayamamasına yol açan bellek bozukluğu

Örnek:

1. Bu anlayışsızlık, benim bellek körlüğümden kaynaklanmıyor.

1. Bu anlayışsızlık, benim bellek körlüğümden kaynaklanmıyor.


bellek yitimi
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Büyük sarsıntı, humma yüzünden belleğin bozulması veya kaybolması biçiminde beliren ruh hastalığı, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi, amnezi

2. Belleğin kısa bir süre durup işlememesi, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi, amnezi


bellekli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belleği olan


belleksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belleği olmayan


belleksizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belleksiz olma durumu


bellem

İlgili Kelimeler:

aşırı bellem

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bellemek yetisi


belleme
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , At vb. hayvanların sırtına, eyerin altına konulan keçe, meşin veya kalın kumaş parçası, yapık, yuna


belleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bellemek işi


bellemek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Öğrenip akılda tutmak

Örnek:

1. Sözümü dinleyiniz, dediklerimi belleyiniz!

1. Sözümü dinleyiniz, dediklerimi belleyiniz!

2. Öğrenmek

Örnek:

1. Ben yüzme belleyemem mi?

1. Ben yüzme belleyemem mi?

3. Sanmak

Örnek:

1. Yumuşak, sabırlı, şefkatli bir insan bellemişsin.

1. Yumuşak, sabırlı, şefkatli bir insan bellemişsin.


bellemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bel denilen araçla toprağı işlemek, aktarmak


bellenebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bellenebilmek işi


bellenebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bellenme ihtimali veya imkânı bulunmak


bellenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bellenmek (I) işi


bellenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bellenmek (II) işi


bellenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Belleme (II) işine konu olmak

Örnek:

1. Bahçe bellendi.

1. Bahçe bellendi.


bellenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Belleme (I) işine konu olmak, öğrenilmek

Örnek:

1. Emniyetimizin büyük bir kısmını itiyatlarımıza, öğrenilmiş, bellenmiş tecrübelerimize borçluyuz.

1. Emniyetimizin büyük bir kısmını itiyatlarımıza, öğrenilmiş, bellenmiş tecrübelerimize borçluyuz.


belletebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belletebilmek işi


belletebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Belletme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Papağana bazı sözcükler belletilebilir.

1. Papağana bazı sözcükler belletilebilir.

2. Belletme becerisi bulunmak


belleten
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilim kurumlarının çalışmaları ile ilgili yazı ve haberlerin yayımlandığı dergi


belletici
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çalıştırıcı, öğretici, belletmen, müzakereci


belleticilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belletici olma durumu

2. Belleticinin yaptığı iş


belletilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belletilebilmek işi


belletilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Belletilme ihtimali veya imkânı bulunmak


belletilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belletilmek işi

Örnek:

1. Halkımıza turizmin gelir kaynağı olduğu gerçeği belletilmeye çalışılıyor.

1. Halkımıza turizmin gelir kaynağı olduğu gerçeği belletilmeye çalışılıyor.


belletilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Belletme işine konu olmak