92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ses özelliklerine veya birbirleriyle birleşme şartlarına uygun olarak kelimenin önüne, içine veya sonuna ünlü getirilmesi: scarpina > iskarpin, ruza > oruç, limon > ilimon vb
büyük ünlü uyumu, küçük ünlü uyumu
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Türkçede, kelimelerdeki ünlülerin incelik, kalınlık veya düzlük, yuvarlaklık bakımlarından birbirine benzemesi, ünlü benzeşmesi, vokal uyumu, ahenk kaidesi
1. isim , isim , isim , isim , Değirmende unun biriktiği yer
2. Ekmek fırınlarında unların bulunduğu bölüm, un deposu
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Un yapılmaya elverişli, temizlenmiş (buğday)
kısa ünlülü
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde ünlü harf bulunan (söz)
1. isim , isim , isim , isim , Alışkanlık
1. Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu.
1. Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu.
Lisan : Arapça unsiyyet
1. isim , isim , isim , isim , Öge
1. Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir.
1. Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir.
Lisan : Arapça ʿunṣur
ünsüz benzeşmesi, ünsüz düşmesi, ünsüz göçüşmesi, ünsüz ikizleşmesi, ünsüz tekleşmesi, ünsüz türemesi, ünsüz uyumu, akıcı ünsüz, bağlayıcı ünsüz, ıslıklı ünsüz, ikiz ünsüz, koruyucu ünsüz, ötümlü ünsüz, ötümsüz ünsüz, patlayıcı ünsüz, sedalı ünsüz, sedasız ünsüz, sert ünsüz, sızıcı ünsüz, sürekli ünsüz, süreksiz ünsüz, titreşimli ünsüz, titreşimsiz ünsüz, tonlu ünsüz, tonsuz ünsüz, türeme ünsüz, ağız ünsüzü, art avurt ünsüzü, art damak ünsüzü, avurt ünsüzü, bağlantı ünsüzü, damak ünsüzü, diş eti-damak ünsüzü, diş eti-dudak ünsüzü, diş eti ünsüzü, diş-damak ünsüzü, diş-dudak ünsüzü, diş ünsüzü, dudak ünsüzü, geniz ünsüzü, gırtlak ünsüzü, koruma ünsüzü, küçük dil ünsüzü, ön avurt ünsüzü, ön damak ünsüzü, peltek diş ünsüzü, değişimli ünsüzler
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ünü olmayan, şöhretsiz
2. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ses yolunda bir engele çarparak çıkan ses, sessiz, sessiz harf, konson, konsonant
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yan yana gelen iki ünsüzün boğumlanma nitelikleri bakımından bir uyum içine girmesi: Anbar > ambar, çenber > çember
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kaynaşma sırasında ekte veya kelimede bulunan ünsüzlerin birinin düşmesi: Alçak-cık > alçacık
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Göçüşme
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bazı sözlerin iç seslerinde türlü sebeplerle aynı ünsüzün iki defa söylenmesi, ikizleşme: döşek > döşşek, ışık > ışşık vb
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir kelimenin içindeki çift ünsüzden birinin düşmesi, tekleşme: kassap > kasap, sarraç > saraç vb
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kelime içine veya başına bir ünsüzün eklenmesi
1. ırak > yırak.
1. ırak > yırak.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Türkçede sert ünsüzle biten bir kelimeye c d g ünsüzlerinden biriyle başlayan bir ek getirildiğinde ekin başındaki ünsüzün sertleşmesi, ünsüz benzeşmesi, sessiz uyumu: Açık-ça, sepet -te, bıç-kı vb
1. `geri kalan ömrü süresince yapacak önemli bir işi kalmamak` anlamında kullanılan bir söz
1. Ben unumu eledim, eleğimi astım. Benim gibi evli, çoluk çocuk sahibi adamlara öyle yerlere gitmek yakışır mı?
1. Ben unumu eledim, eleğimi astım. Benim gibi evli, çoluk çocuk sahibi adamlara öyle yerlere gitmek yakışır mı?
1. isim , isim , isim , isim , Unutabilmek işi
1. Birçok şeyi unutabilmeyi istediğim çok zamanlarım oldu ama bunu bir türlü başaramadım.
1. Birçok şeyi unutabilmeyi istediğim çok zamanlarım oldu ama bunu bir türlü başaramadım.
1. -i , -i , -i , -i , Unutma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Ancak bu kadar yorulmalıdır ki, dondurulmuş an ifadesiyle zaman vehmini unutabilsin.
1. Ancak bu kadar yorulmalıdır ki, dondurulmuş an ifadesiyle zaman vehmini unutabilsin.
2. Unutma becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Unutkan olma durumu
1. Kendisine bir dalgınlık ve unutkanlık gelmiş.
1. Kendisine bir dalgınlık ve unutkanlık gelmiş.
1. isim , isim , isim , isim , Unutmak durumu
1. Realiteler o kadar korkunçtu ki onları unutmaya ve gizlemeye imkân yoktu.
1. Realiteler o kadar korkunçtu ki onları unutmaya ve gizlemeye imkân yoktu.