tebeşirleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tebeşirlemek işi

tebeşirlemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tebeşir tozu ile kirletmek

Örnek:

1. Üstünü başını tebeşirlemiş.

1. Üstünü başını tebeşirlemiş.

tebeşirlenme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tebeşirlenmek işi

2. kimya , kimya , kimya , kimya , Boya filminde bağlayıcının hava koşulları etkisiyle bozulması sonucunda kolayca ufalanabilir, tozlu bir yüzey oluşturması

tebeşirlenmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tebeşir tozu ile kirlenmek

tebeşirleşme

Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Bir dokunun kalınlığında tebeşire benzer katı birikintilerin oluşması

tebeşirli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tebeşir ile yazılmış

Örnek:

1. Tebeşirli kara tahta karşımda idi.

1. Tebeşirli kara tahta karşımda idi.

tebeşirsiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tebeşir ile yazılmamış

tebessüm

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gülümseme

Örnek:

1. Sadece hafif bir tebessüm yüzümde toplandı, açıldı ve bu gülüş ona cevap oldu.

1. Sadece hafif bir tebessüm yüzümde toplandı, açıldı ve bu gülüş ona cevap oldu.

Lisan : Arapça tebessum

tebessüm etmek

Anlamı:

1. gülümsemek

tebessümlü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tebessüm eden, tebessümü olan

Örnek:

1. Ümitli bir eda ile gelirler ve iki sıraya dizilmiş neşeli yüzler, tebessümlü ağızlar arasından geçerlerdi.

1. Ümitli bir eda ile gelirler ve iki sıraya dizilmiş neşeli yüzler, tebessümlü ağızlar arasından geçerlerdi.

tebessümsüz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tebessüm etmeyen, tebessümü olmayan

tebeyyün

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Belli olma

Lisan : Arapça tebeyyun

tebeyyün etmek

Anlamı:

1. belli olmak, ortaya çıkmak

tebliğ

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bildirme

Örnek:

1. Heyet reisi selamlarının size tebliğine beni memur ettiler.

1. Heyet reisi selamlarının size tebliğine beni memur ettiler.

2. Haber verme

3. Bildiri

Örnek:

1. İşte size tebliğde bahsettiğimiz saz şairi Âşık Mehmet, diye tıknaz adamı takdim etti.

1. İşte size tebliğde bahsettiğimiz saz şairi Âşık Mehmet, diye tıknaz adamı takdim etti.

Lisan : Arapça teblīġ

tebliğ etmek

Anlamı:

1. bildirmek

Örnek:

1. Çağırsalar çağırsalar sürgüne gideceğini tebliğ etmek için çağırırlar.

1. Çağırsalar çağırsalar sürgüne gideceğini tebliğ etmek için çağırırlar.

tebliğ olunmak

Anlamı:

1. bildirilmek

Örnek:

1. Bu tebligat Anadolu ve Rumeli'de bulunan bilumum ordu ve kolordu kumandanlarına tebliğ olunmuştur.

1. Bu tebligat Anadolu ve Rumeli'de bulunan bilumum ordu ve kolordu kumandanlarına tebliğ olunmuştur.

tebligat

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bildirim

Lisan : Arapça teblīġāt

Telaffuz : tebli:ga:tı

tebligatta bulunmak

Anlamı:

1. bildirim yayımlamak, bildirimden haberdar etmek, bildirim göndermek

Örnek:

1. 7 Temmuz 1919 tarihinde, şu umumi tebligatta bulundum.

1. 7 Temmuz 1919 tarihinde, şu umumi tebligatta bulundum.

tebrik

İlgili Kelimeler:

tebrik kartı, tebrik mesajı, bayram tebriği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kutlama

Örnek:

1. Dostlar tebriğe gelip el sıkıyorlardı.

1. Dostlar tebriğe gelip el sıkıyorlardı.

2. Tebrik kartı

Lisan : Arapça tebrīk

tebrik etmek

Anlamı:

1. kutlamak

Örnek:

1. Diploma ile musaddak yüksek iradesi dolayısıyla kendini tebrik ettim.

1. Diploma ile musaddak yüksek iradesi dolayısıyla kendini tebrik ettim.

tebrik kartı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bayram vb.ni kutlamak için gönderilen kart, tebrik

tebrik mesajı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir olayı kutlamak için gönderilen mesaj

tebriye

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Aklama, temize çıkarma

Lisan : Arapça tebriʾe

tebriye etmek

Anlamı:

1. aklamak

tebşir

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Müjdeleme, muştulama

Lisan : Arapça tebşīr

Telaffuz : tebşi:ri