92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Sıvı ortamda zincir biçimde koloniler oluşturan, çoğu zaman patojen olan bir mikrokok
Lisan : Fransızca streptocoque
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Verem basili, şarbon, difteri, veba, menenjit, zatürre vb. hastalıklara sebep olan mikroplara karşı kullanılan bir antibiyotik
Lisan : Fransızca streptomycine
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Ruhsal gerilim
Lisan : İngilizce stress
1. gerilmek, sıkıntıya girmek
1. Evine görücü gelecek kız tarafı strese girer, eli yüreğinde hazırlık yapardı.
1. Evine görücü gelecek kız tarafı strese girer, eli yüreğinde hazırlık yapardı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ruhsal yönden gerilimli duruma girmek veya gelmek
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , 343 gergevşet
Lisan : İngilizce stretching
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Kargabükenden çıkarılan etkili bir zehir
Lisan : Fransızca strychnine
1. isim , isim , isim , isim , Genellikle gece kulüplerinde, pavyonlarda genç bir kadın oyuncunun müzik eşliğinde dans edip soyunarak yaptığı gösteri
1. Vals, kankan ve striptiz devri böylece sona erdi.
1. Vals, kankan ve striptiz devri böylece sona erdi.
Lisan : İngilizce strip-tease
Telaffuz : stri'ptiz
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 38, atom ağırlığı 87,63, yoğunluğu 2,6 olan, 771 °C'de eriyen, doğada bazı maden filizlerinde bulunan sarı bir element (simgesi Sr)
Lisan : Fransızca strontium
Telaffuz : stro'nsiyum
1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Yapı
Lisan : Fransızca structure
haber stüdyosu
1. isim , isim , isim , isim , Sanat çalışmaları için düzenlenmiş oda
1. Üst kattaki tek odayı bir çalışma stüdyosu hâline getirmişti.
1. Üst kattaki tek odayı bir çalışma stüdyosu hâline getirmişti.
2. Fotoğrafçının çalıştığı oda, alan, fotoğrafçı işliği
3. Sinema, televizyon ve radyo için film çekilen, ses alınan ve yayın yapılan yer
1. O, büyük aktörlüğün gölgesine yatmış, günlerini stüdyolara telefon etmekle geçiriyor.
1. O, büyük aktörlüğün gölgesine yatmış, günlerini stüdyolara telefon etmekle geçiriyor.
4. Bir odalı daire
Lisan : Fransızca studio
Telaffuz : stü'dyo
su akrebi, su altı, su askıları, su aygırı, su baldıranı, su bardağı, subasar, su basıncı, su baskını, su bidonu, su bilgisi, su bilimi, su biti, su bitkileri, su bombası, su borusu, su boyası, su böceği, su bölümü çizgisi, su böreği, su cenderesi, su çıkrığı, suçiçeği, su çulluğu, su damarı, su değirmeni, su deposu, su dolabı, su düzeyi, sugötürmez, su hattı, su ısıtıcısı, suibriği, su kabağı, su kabı, su kamışı, su karanfili, su kayağı, su kaybı, su kaydırağı, su keleri, su kemeri, su kesesi, su kesimi, su keteni, su kızağı, su kireci, su korkusu, su küre, su mantarları, su mercimeği, su mermeri, su muhallebisi, su nanesi, suoku, suölçer, su örümceği, su parkı, superisi, su piresi, su rezenesi, su saati, su samuru, susarımsağı, su sarnıcı, su sayacı, su seviyesi, su sığırı, su sineği, suşeridi, su tabakası, su tankeri, su tası, su taşkını, su tavuğu, su tedavisi, su terazisi, su teresi, su testisi, su topu, su tulumbası, su türbini, su ürünleri, su yatağı, su yelvesi, su yılanı, suyolu, su yolu, su yoncası, su yosunu, su yuvarı, sudan ucuz, acı su, ağır su, akarsu, aksu, atık su, bağlı su, basınçlı su, bengi su, iç su, kaba su, karasu, kara su, küllü su, oksijenli su, öz su, pis su, serbest su, sert su, tatlı su, tazyikli su, yumuşak su, havadan sudan, altın suyu, arpa suyu, bel suyu, besi suyu, bulaşık suyu, cam suyu, can suyu, çamaşır suyu, çiçek suyu, çilek suyu, deniz suyu, dirim suyu, domates suyu, dümen suyu, elma suyu, er suyu, et suyu, gül suyu, ham besi suyu, havuç suyu, ıslatma suyu, içme suyu, imamsuyu, katran suyu, kaya suyu, kaynak suyu, kenar suyu, kibrit suyu, kireç suyu, koruk suyu, kuyu suyu, limon suyu, maden suyu, memba suyu, meyve suyu, nane suyu, portakal suyu, saf su, safra suyu, şalgam suyu, tavuk suyu, turşu suyu, üzüm suyu, vişne suyu, yüzsuyu, zemzem suyu, kara suları, yer altı suları
1. isim , isim , isim , isim , Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab
2. Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu
1. Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı.
1. Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı.
3. Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı
1. Portakal suyu. Domates suyu.
1. Portakal suyu. Domates suyu.
4. Bazı kokulu yaprak veya çiçeklerin imbikten çekilmesiyle elde edilen kokulu sıvı
1. Çiçek suyu. Gül suyu.
1. Çiçek suyu. Gül suyu.
5. Yemeğin sıvı bölümü
1. Belki de iki bardak turşu suyu içecek.
1. Belki de iki bardak turşu suyu içecek.
6. Kez
1. Meyveleri iki su yıka.
1. Meyveleri iki su yıka.
7. Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik
1. Bu bıçağın suyunu iyi vermemişler.
1. Bu bıçağın suyunu iyi vermemişler.