Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sözü geçmek
Anlamı:

1. kendisini kabul ettirmiş olmak, hatırı sayılmak

Örnek:

1. Sağ olsun, tanıdıklardan hatırı sayılır, sözü geçer emekli bir millî eğitim müfettişi vardı.

1. Sağ olsun, tanıdıklardan hatırı sayılır, sözü geçer emekli bir millî eğitim müfettişi vardı.

2. adı anılmak, bahsedilmek

Örnek:

1. Zira sözü geçen memlekette gelişmiş bir proleter sınıfı mevcuttu.

1. Zira sözü geçen memlekette gelişmiş bir proleter sınıfı mevcuttu.


sözü kesmek
Anlamı:

1. konuşmasını bitirmeden susmak

2. başkasının konuşmasını önlemek


sözü kısa kesmek
Anlamı:

1. lafı kısa kesmek


sözü mü olur?
Anlamı:

1. lafı mı olur?


sözü sohbeti yerinde
Anlamı:

1. güzel, oyalayıcı, kırmadan konuşan

Örnek:

1. Bayanın kocası olan şişman adamcağız, sözü sohbeti yerinde, efendiden bir adam.

1. Bayanın kocası olan şişman adamcağız, sözü sohbeti yerinde, efendiden bir adam.


sözü tartmak
Anlamı:

1. ölçülü konuşmak


sözü uzatmak
Anlamı:

1. lafı uzatmak

Örnek:

1. Bu hesapları yapabildiğimi göstermek için bu kadar sözü uzatıyorum.

1. Bu hesapları yapabildiğimi göstermek için bu kadar sözü uzatıyorum.


sözüm meclisten dışarı
Anlamı:

1. konuşma arasında çirkin veya uygunsuz bir söz kullanmak gerektiğinde o sözden orada bulunanların alınmamasını belirtmek için söylenen bir söz

Örnek:

1. Gülseren, sözüm meclisten dışarı, uygunsuz bir çift yakalamış bekçi, dedi.

1. Gülseren, sözüm meclisten dışarı, uygunsuz bir çift yakalamış bekçi, dedi.


sözüm ona
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sanki, güya

Örnek:

1. Bu patlamalar onların kazma seslerini sözüm ona bastıracaktı.

1. Bu patlamalar onların kazma seslerini sözüm ona bastıracaktı.


sözüm yabana
Anlamı:

1. sözüm meclisten dışarı


sözün ardı boşa çıkmak
Anlamı:

1. söz olumlu sonuca ulaşmamak

Örnek:

1. Her seferki gelişinde bu katakulliyi okursun fakat sözün ardı hep boşa çıkar.

1. Her seferki gelişinde bu katakulliyi okursun fakat sözün ardı hep boşa çıkar.


sözün kısası
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kısacası


sözünde durmak
Anlamı:

1. verdiği sözü yerine getirmek, verdiği sözden dönmemek, verdiği sözü tutmak

Örnek:

1. Sözümüzde durmuştuk, benzeme bahsine girmedik.

1. Sözümüzde durmuştuk, benzeme bahsine girmedik.


sözünden çıkmamak
Anlamı:

1. birinin isteklerine, öğütlerine, sözlerine uyarak davranmak

Örnek:

1. Halit ağabey sen benim büyüğümsün, sözünden çıkmam.

1. Halit ağabey sen benim büyüğümsün, sözünden çıkmam.


sözünden dönmek
Anlamı:

1. verdiği sözü yerine getirmemek veya tutmamak


sözüne gelmek
Anlamı:

1. birinin söylediğini sonunda kabul etmek


sözüne sadık kalmak
Anlamı:

1. verdiği söze bağlı olmak

Örnek:

1. O tarihten sonra da bir daha görüşmediğimize göre, sözüme hâlâ sadık kaldığım söylenebilir.

1. O tarihten sonra da bir daha görüşmediğimize göre, sözüme hâlâ sadık kaldığım söylenebilir.


sözüne sahip
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Söylediğini yerine getiren, sözünü tutan


sözünü (veya sözünüzü) balla kestim (veya kesiyorum)
Anlamı:

1. karşısındakinin konuşmasını kesip arada herhangi bir şey hatırlatmak istenildiğinde izin dilemek için söylenen bir söz


sözünü bağlamak
Anlamı:

1. konuşmasını bitirmek için son sözlerini söylemek

Örnek:

1. Müdür medrese mantığı ile sözünü bağladı.

1. Müdür medrese mantığı ile sözünü bağladı.


sözünü bilmek
Anlamı:

1. lafını bilmek


sözünü bilmemek
Anlamı:

1. bir sözü, nereye varacağını düşünmeden söyleyemek


sözünü esirgememek (veya sakınmamak)
Anlamı:

1. düşündüğünü, karşısındakini kıracak bir söz olsa bile söylemekten çekinmemek

Örnek:

1. Dikbaşlı ve sözünü esirgemez bir insan olduğundan orada bir köşede, küçük bir kâtip kalmıştı.

1. Dikbaşlı ve sözünü esirgemez bir insan olduğundan orada bir köşede, küçük bir kâtip kalmıştı.

2. Emine iskambil falı açıyor, dikiş dikiyor, çorap örüyor, kafasına uyan insanlarla konuşuyor, sözünü sakınmıyor.

2. Emine iskambil falı açıyor, dikiş dikiyor, çorap örüyor, kafasına uyan insanlarla konuşuyor, sözünü sakınmıyor.


sözünü etmek
Anlamı:

1. birinden veya bir konudan söz etmek, onunla ilgili olarak konuşmak


sözünü geri almak
Anlamı:

1. üstüne aldığı bir işten vazgeçtiğini söylemek

2. söylemiş olduğu bir sözde haksız olduğunu kabul ederek onun söylenmemiş sayılmasını istemek