Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sosyolog
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Toplum bilimci


Lisan : Fransızca sociologue

Telaffuz : l ince okunur

sosyoloji
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Toplum bilimi


Lisan : Fransızca sociologie

Telaffuz : l ince okunur

sosyolojik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Toplum bilimsel


Lisan : Fransızca sociologique

Telaffuz : l ince okunur

sosyolojizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bütün sosyal bilimleri yalnız sosyolojinin bir dalı sayan ve bunların sadece sosyolojik metotlarla açıklanabileceğini söyleyen görüşün adı


Lisan : Fransızca sociologisme

Telaffuz : l ince okunur

sosyopat
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Psikolojik bozukluk sebebiyle karşısındakinin düşünce veya duygularını anlama yetisinden yoksun kişi


Lisan : Fransızca sociopathe

sota
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Uygun, elverişli (yer)


Lisan : İtalyanca sotto

sotaya düşürmek
Anlamı:

1. birini aldatarak olumsuz bir durumla karşı karşıya bırakmak


sotaya yatmak
Anlamı:

1. uygun bir yerde kendini gizlemek


sote

İlgili Kelimeler:

ciğer sotesi, et sotesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük küçük doğranmış et, ciğer, böbrek vb. şeyler yağda hafifçe kavrulduktan sonra su, domates, biber vb. katılarak yapılan yemek


Lisan : Fransızca sauté

soteleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sotelemek işi


sotelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Eti yağda hafifçe kavurmak


şov
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösteri


Lisan : İngilizce show

şov yapmak
Anlamı:

1. gösteri yapmak


şövale
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ressam sehpası


Lisan : Fransızca chevalet

şövalye

İlgili Kelimeler:

şövalye ruhlu, şövalye yüzüğü

Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Eski Roma'da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş

2. Orta Çağ Avrupası'nda özel eğitimle yetişmiş, belli ülküler taşıyan, soylu, atlı savaşçı

Örnek:

1. Niğbolu muharebesine birçok Fransız asilleri ile şövalyeler ve Almanlar iştirak etmişlerdir.

1. Niğbolu muharebesine birçok Fransız asilleri ile şövalyeler ve Almanlar iştirak etmişlerdir.

3. Derebeylik düzeninde soyluluk unvanlarının en alt basamağı

4. Günümüzde Fransız hükûmetinin verdiği şeref belgesi ve nişanı


Lisan : Fransızca chevalier

Telaffuz : şöva'lye

şövalye ruhlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şövalye geleneği çerçevesinde yetişen (kimse)

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gereğinden fazla yüreklilik ve atılganlık gösteren (kimse)


şövalye yüzüğü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaşı kalın ve köşeli bir çeşit yüzük


şövalyece
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Şövalye gibi, şövalyeye yakışır bir biçimde


Telaffuz : şövalye'ce

şövalyelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şövalye olma durumu

2. Şövalyenin bağlı olduğu derebeylik kurumu

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gereğinden çok yüreklilik, atılganlık gösterme durumu

Örnek:

1. Dünyada para diye bir sorun yokmuş gibi yaşama şövalyeliğini herkesten bekleyemeyiz.

1. Dünyada para diye bir sorun yokmuş gibi yaşama şövalyeliğini herkesten bekleyemeyiz.


Telaffuz : şöva'lyelik

sövdürme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sövdürmek işi


sövdürmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Sövme işini yaptırmak veya sövmesine yol açmak


söve
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve

Örnek:

1. Kendilerini ağaçlara, kapı sövelerine çarpmazlar.

1. Kendilerini ağaçlara, kapı sövelerine çarpmazlar.

2. Avlu kapısının iki yanına konan uzun taşlar

Örnek:

1. Başını kapının taş sövesine koyup bir mektep çocuğu gibi bağıra bağıra ağlamak istiyordu.

1. Başını kapının taş sövesine koyup bir mektep çocuğu gibi bağıra bağıra ağlamak istiyordu.


söve
Anlamı:

1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Pencere ve kapı kenarlarındaki süs kalıpları

Örnek:

1. Cebinden çıkardığı yassı uçlu bir demiri söve ile çerçevenin arasına sokarak camı da yukarı sürdü ve rezeledi.

1. Cebinden çıkardığı yassı uçlu bir demiri söve ile çerçevenin arasına sokarak camı da yukarı sürdü ve rezeledi.


Lisan : Fransızca seuil

sövebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sövebilmek işi


sövebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Sövme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Sövme becerisi bulunmak