92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Şekerli eriyiklerin içindeki şeker, billur durumuna gelip ayrılmak
1. Gözleri eski şekerlenmiş şuruplar kadar donuk, fersiz, katı, suyu çekilmiş.
1. Gözleri eski şekerlenmiş şuruplar kadar donuk, fersiz, katı, suyu çekilmiş.
1. nesnesiz , nesnesiz , kimya , kimya , nesnesiz , nesnesiz , kimya , kimya , Nişastalı ve selülozlu maddeler, enzimlerin veya inorganik asitlerin etkisiyle mayalanabilir şekerler durumuna dönüşmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimse sevimli, hoşa gidecek bir duruma gelmek
şekerli kahve, orta şekerli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde şeker bulunan
2. Lezzetli, tatlı
1. Elmalar ferik elmaları gibi kokulu, şekerli, tatlıdır.
1. Elmalar ferik elmaları gibi kokulu, şekerli, tatlıdır.
1. isim , isim , isim , isim , İçine şeker katılıp pişirilen kahve
1. Üst üste birer sade, birer şekerli kahve içildi.
1. Üst üste birer sade, birer şekerli kahve içildi.
1. isim , isim , isim , isim , Şeker konulan kap
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şeker yapmaya elverişli
1. Şekerlik pancar.
1. Şekerlik pancar.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çok tatlı bir tür kayısı
2. Bir tür hamur tatlısı
Lisan : Farsça şeker + pāre
Telaffuz : şekerpa:re
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sarıya çalan renk
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İki kişi arasında dostluk ilişkilerinin bozuk olması
Lisan : Farsça şeker + reng
Telaffuz : şeke'rrenk
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şekeri olmayan
2. Şekeri az, tadı az olan
3. Sade
çökerti sekisi
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
2. Oturulacak sedir biçiminde taş veya set
3. Toprak üstündeki yükseklik, doğal set, taraça
4. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras
1. isim , isim , isim , isim , At, eşek ve sığırların ayaklarında bileğe veya dize kadar çıkan beyazlık, seki (II)
şekil bilgisi, şekil değiştirme, benzer şekiller, yüzey şekilleri
1. isim , isim , isim , isim , Biçim
2. Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim
1. Bu kitapta birçok şekil var.
1. Bu kitapta birçok şekil var.
3. Davranış biçimi, tutum, yol, tarz
1. Bu şekilde hareket etmek doğru değildir.
1. Bu şekilde hareket etmek doğru değildir.
4. Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi
1. Yalnızlığın şekilleri vardır, kimsesiz bir yerde yalnızlık, sosyete ve kalabalık içinde yalnızlık.
1. Yalnızlığın şekilleri vardır, kimsesiz bir yerde yalnızlık, sosyete ve kalabalık içinde yalnızlık.
5. Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi
1. Yönetim şekli.
1. Yönetim şekli.
6. Anlatım biçimi
1. Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu.
1. Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu.
7. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Biçim
8. matematik , matematik , matematik , matematik , Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim
1. Geometrik şekil.
1. Geometrik şekil.
Lisan : Arapça şekl
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yapı bilgisi
1. belirli bir biçime girmesini sağlamak, biçimlendirmek, şekillendirmek
1. Dünyayı alıp avucuna bir gün Tanrı'm / Avucunda bu dünyaya bir şekil ver
1. Dünyayı alıp avucuna bir gün Tanrı'm / Avucunda bu dünyaya bir şekil ver
1. belli biçimler, kalıplar dışına çıkamamak
1. Şiir diline dayanan bir edebiyat, konuşma dilinden ayrıldığı ölçüde hayattan kopmak, şekilci olmak zorundadır.
1. Şiir diline dayanan bir edebiyat, konuşma dilinden ayrıldığı ölçüde hayattan kopmak, şekilci olmak zorundadır.