Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ruhbanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ruhban olma durumu, ruhbaniyet

2. Ruhban sınıfı


ruhça
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ruhen

Örnek:

1. Uzuvca, ruhça sapasağlam bir verasetle dünyaya gelmişti.

1. Uzuvca, ruhça sapasağlam bir verasetle dünyaya gelmişti.


Telaffuz : ru'hça

ruhen
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ruh bakımından, ruhça


Lisan : Arapça rūḥen

Telaffuz : ru:hen

ruhi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ruhsal

Örnek:

1. Maddi ve ruhi kültürün yükselişi, mütemadi değişikliklerde ifade olunan mütemadi bir akışı icap ettirir.

1. Maddi ve ruhi kültürün yükselişi, mütemadi değişikliklerde ifade olunan mütemadi bir akışı icap ettirir.


Lisan : Arapça rūḥī

Telaffuz : ru:hi:

ruhiyat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ruh bilimi, psikoloji

Örnek:

1. Ben Avrupa'nın püriten papazlarıyla rekabet eden ruhiyat büyücülerinden değilim.

1. Ben Avrupa'nın püriten papazlarıyla rekabet eden ruhiyat büyücülerinden değilim.

2. Psikolojik durum

Örnek:

1. Sürgünde ruhiyat bozulmuştu ya, bir türlü toparlanamamış.

1. Sürgünde ruhiyat bozulmuştu ya, bir türlü toparlanamamış.


Lisan : Arapça rūḥiyyāt

Telaffuz : ru:hiya:tı

ruhiyatçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ruh bilimi uzmanı, psikolog


ruhiyatçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ruh bilimi ile uğraşma


ruhlu

İlgili Kelimeler:

çocuk ruhlu, şövalye ruhlu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görünüşü veya ruhsal durumu herhangi bir nitelikte olan

Örnek:

1. Allah ince ruhlu, kibar yaratmıştı bu kızı.

1. Allah ince ruhlu, kibar yaratmıştı bu kızı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Canlı, etkili


ruhluluk

İlgili Kelimeler:

çocuk ruhluluk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ruha sahip olma durumu


ruhötesi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , Ruhlarla ilişki kurma, gelecekten haber verme gibi ruh biliminin kapsamına girmeyen ve onun dışında incelenen olayları kapsayan (alan), metapsişik


ruhsal

İlgili Kelimeler:

ruhsal çöküntü, ruhsal çözümleme, ruhsal gerilim

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ruhla ilgili olan, ruhi, tinsel, psikolojik, psişik

2. Ruh bilimi ile ilgili, ruh bilimsel, psikolojik


ruhsal çöküntü
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Bunalım


ruhsal çözümleme
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Freud'un geliştirdiği, insanın uyumlu veya uyumsuz davranışlarının kaynağı sayılan, bilinçaltı çatışma ve güdüleri araştırıp bilince çıkararak davranış sorunlarını çözme yöntemi, psikanaliz


ruhsal gerilim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ameliyat şoku, travma, soğuk, coşku vb. etkenlerin organizmada oluşturduğu bozuklukların tümü, stres


ruhsallık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ruhsal olma durumu


ruhsat

İlgili Kelimeler:

ruhsatname, arama ruhsatı, çalışma ruhsatı, defin ruhsatı, satış ruhsatı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İzin, müsaade

Örnek:

1. Resmî ruhsat tezkeresi dosyamda mevcuttur.

1. Resmî ruhsat tezkeresi dosyamda mevcuttur.

2. İzin belgesi, ruhsatname

Örnek:

1. Pazar ruhsatları tarifesi hakikaten ağırdır.

1. Pazar ruhsatları tarifesi hakikaten ağırdır.


Lisan : Arapça ruḫṣat

ruhsatiye
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir izin belgesi gerektiği durumlarda iznin verilmesi dolayısıyla alınan para

Örnek:

1. Pazar ruhsatiyesi yüzünden belediye ile esnaf arasındaki ihtilaf malum.

1. Pazar ruhsatiyesi yüzünden belediye ile esnaf arasındaki ihtilaf malum.


Lisan : Arapça ruḫṣatiyye

Telaffuz : ruhsa:tiye

ruhsatlandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ruhsatlandırmak işi


ruhsatlandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ruhsat vermek


ruhsatlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapılması ve kullanılması vb. için gerekli izni olan, ruhsatı olan

Örnek:

1. Ruhsatlıdır, çekmeceye bakın belgeler orada, diyor adam telaşla.

1. Ruhsatlıdır, çekmeceye bakın belgeler orada, diyor adam telaşla.


ruhsatname
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Belli etkinliklerde bulunabilmek, kamu hizmet ve mallarından yararlanabilmek için kişilere, önceden belirlenmiş bazı şartlara uyma kaydıyla idarece verilen izin, ruhsat


Lisan : Arapça ruḫṣat + Farsça nāme

Telaffuz : ruhsatna:me

ruhsatsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapılması, kullanılması vb. için gerekli izni olmayan, ruhsatı olmayan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , İzin almadan

Örnek:

1. Kim bu ruhsatsız lafa karışan çarliston marka kereste?

1. Kim bu ruhsatsız lafa karışan çarliston marka kereste?


ruhsatsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ruhsatsız olma durumu


ruhsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Cansız, güçsüz, etkisiz, miskin


ruhsuzca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ruhsuz bir biçimde


Telaffuz : ruhsu'zca