Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
profesör
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yükseköğretim kuruluşlarında en üst aşamada olan öğretim üyesi

Örnek:

1. Aramızda bir profesör, bir de doçent vardı, hepimiz çoktan pusulayı şaşırmıştık.

1. Aramızda bir profesör, bir de doçent vardı, hepimiz çoktan pusulayı şaşırmıştık.

2. Yükseköğretim kuruluşlarında en üst aşamada olan unvan

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işi en iyi bilen veya yapan kimse


Lisan : Fransızca professeur

profesörlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Profesör olma durumu

2. Profesörün görevi


profesyonel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir işi kazanç sağlamak amacıyla yapan (kimse), amatör karşıtı

Örnek:

1. Profesyonel boksörden, antrenman bahanesiyle senin karşında dayak yemek işime gelmiyor, kızım!

1. Profesyonel boksörden, antrenman bahanesiyle senin karşında dayak yemek işime gelmiyor, kızım!

2. Ustalaşmış, uzmanlaşmış


Lisan : Fransızca professionnel

profesyonelce
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Profesyonel bir biçimde

Örnek:

1. İşinize bağlı değilsiniz. Baştan savmacısınız. Profesyonelce davranmıyorsunuz.

1. İşinize bağlı değilsiniz. Baştan savmacısınız. Profesyonelce davranmıyorsunuz.


Telaffuz : profesyone'lce

profesyonelleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Profesyonelleşmek işi

Örnek:

1. Doğuracağı sakıncaların yanı sıra, hiç değilse profesyonelleşme anlayışını getiriyordu.

1. Doğuracağı sakıncaların yanı sıra, hiç değilse profesyonelleşme anlayışını getiriyordu.


profesyonelleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Profesyonel duruma gelmek


profesyonelleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Profesyonelleştirmek işi


profesyonelleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Profesyonel duruma getirmek


profesyonellik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Profesyonel olma durumu


profil

İlgili Kelimeler:

profil boru

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yan

2. İnsanın yüzünün yandan görünüşü

Örnek:

1. Yalnız, sakallı sert profilinin bir parçasını görebiliyoruz.

1. Yalnız, sakallı sert profilinin bir parçasını görebiliyoruz.

3. Bir kişi veya eşya için ayırt edici özelliklerin bütünü

4. Tutum veya eğilim

5. matematik , matematik , matematik , matematik , Yanay

Örnek:

1. Profil doğrusu. Profil düzlemi.

1. Profil doğrusu. Profil düzlemi.


Lisan : Fransızca profil

profil boru
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Demircilerin korkuluk vb. şeylerin yapımında kullandıkları içi boş demir boru


profilci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Profil boru yapan veya satan kimse

2. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Katillerin kişiliklerini tahmin ve tahlil eden psikolog

Örnek:

1. Biz psikolojiyi boşuna mı okuyoruz, ileride profilci olacağız.

1. Biz psikolojiyi boşuna mı okuyoruz, ileride profilci olacağız.


profilcilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Profilcinin yaptığı iş


profiterol
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arasında krema bulunan özel yuvarlak toplar üzerine sıcak çikolata dökülerek yapılan bir tatlı türü


Lisan : Fransızca profiterole

proforma fatura
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Bir malın satın alınmasını sağlayabilmek amacıyla ödemenin önceden yapılması için kesilen fatura

Örnek:

1. Nalburlardan, inşaat malzemesi satan dükkânlardan, proforma faturalar alarak başhekimden yüklü avanslar çekerdi.

1. Nalburlardan, inşaat malzemesi satan dükkânlardan, proforma faturalar alarak başhekimden yüklü avanslar çekerdi.


program

İlgili Kelimeler:

paket program, sayfalanmış program, ders programı, eğitim programı, müfredat programı, öğretim programı, televizyon programı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İzlence

Örnek:

1. Ne yapacaksa yapmadan kurar hatta programını yanındakilere de söylerdi.

1. Ne yapacaksa yapmadan kurar hatta programını yanındakilere de söylerdi.

2. Okullarda, haftanın belli günlerinde, belli saatlerde verilecek dersleri gösteren çizelge

3. Tören, gösteri, gezi vb.nin öngörülen ayrıntılarını gösteren basılı kâğıt

4. Siyasi partinin, toplumsal örgütün veya hükûmetin açıkladığı ana ilkelerin tümü

5. Radyo ve televizyonda sunulan, haber, müzik, eğlence gibi kendi başına bir bütün oluşturan yayınlardan her biri

6. Bilgisayara bir işlemi yaptırmak için yazılan komutlar dizisi

7. eğitim bilimi , eğitim bilimi , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Yapılacak bir işin bölümlerini, bölümlerin sırasını ve zamanını gösteren tasarı, yetişek


Lisan : Fransızca programme

programcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapımcı

2. Tiyatro, konser vb. yerlerde program satan veya dağıtan kimse

3. Program yapan kimse


programcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Program yapma veya hazırlama işi


programlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Programlamak veya programlaştırmak işi


programlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Programa bağlamak, bir şeyin programını yapmak


programlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Programlanma işi


programlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Programlanmak işi


programlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Programlı duruma gelmek, programa bağlanmak


programlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Programlaştırmak işi


programlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir işin programını yaptırmak