Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
mutlulanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mutlulanmak işi


mutlulanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Mutlu bir duruma gelmek, mutlanmak

Örnek:

1. Savaş biter, Yanık Ömer köye döner / Köylü bütün bayram eder / Yanık Ömer kutlulanır / Nişanlısı mutlulanır

1. Savaş biter, Yanık Ömer köye döner / Köylü bütün bayram eder / Yanık Ömer kutlulanır / Nişanlısı mutlulanır


mutluluk

İlgili Kelimeler:

mutluluk çubuğu, mutluluk tablosu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, mut (I), ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik

Örnek:

1. Hele bir de birkaç sünger bulabilse artık mutluluğunun sınırı olmayacaktı.

1. Hele bir de birkaç sünger bulabilse artık mutluluğunun sınırı olmayacaktı.


mutluluk çubuğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İktidarsızlık sorunu bulunan erkeklere sağlıklı cinsel yaşantı için özel olarak takılan yapay organ


mutluluk tablosu
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Başarılı, mutlu ve dost insanların bir aradaki görüntüsü


mutmain
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İnanmış, gönlü kanmış, emin olan


Lisan : Arapça muṭmaʾin

mutmain olmak
Anlamı:

1. inanmak, gönlü kanmak


mutmainlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mutmain olma durumu


mutsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mutlu olmayan, bedbaht, saadetsiz


mutsuzlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mutsuzlaşmak işi


mutsuzlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Mutsuz duruma gelmek


mutsuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mutsuz olma durumu, bedbahtlık, saadetsizlik

Örnek:

1. Çöp kokusuyla beraber mutsuzluğu da artıyordu günbegün.

1. Çöp kokusuyla beraber mutsuzluğu da artıyordu günbegün.


muttali
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş


Lisan : Arapça muṭṭaliʿ

Telaffuz : muttali:

muttali olmak
Anlamı:

1. bir durumdan haberi olmak, bir durum üzerine bilgi edinmek

Örnek:

1. Gardiyan duruma muttali olacak, gidip başgardiyana haber verecek.

1. Gardiyan duruma muttali olacak, gidip başgardiyana haber verecek.


muttarit
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Tekdüze


Lisan : Arapça muṭṭarid

muttasıf
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Nitelenmiş, nitelikli, vasıflı


Lisan : Arapça muttaṣif

muttasıl
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bitişik, yan yana olan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Aralık vermeden, aralıksız, durmadan, biteviye

Örnek:

1. Yalnız birçok nefer yırtık, fersude eşyayı muttasıl at, eşek, öküz arabalarına yükletiyorlardı.

1. Yalnız birçok nefer yırtık, fersude eşyayı muttasıl at, eşek, öküz arabalarına yükletiyorlardı.


Lisan : Arapça muttaṣil

müttefik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bağlaşık


Lisan : Arapça muttefiḳ

müttefiken
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , El birliğiyle, hep birlikte

2. Oy birliğiyle


Lisan : Arapça muttefiḳan

Telaffuz : müttefi'ken

müttefiklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müttefik olma durumu


müttehiden
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Birlikte, birlik olarak


Lisan : Arapça mutteḥiden

Telaffuz : müttehi'den

müttehit
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Birlik durumuna gelmiş, birleşik, birlik olmuş


Lisan : Arapça mutteḥid

müttehitlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müttehit olma durumu


muvacehe
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yüzleşme, yüz yüze gelme


Lisan : Arapça muvācehe

Telaffuz : muva:cehe

muvacehesinde
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir durum karşısında