92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yiğide, erkeğe yakışan
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (me'rtçe) Yiğide, erkeğe yakışır bir biçimde, yiğitçe, merdane (I)
mümkün mertebe
1. isim , isim , isim , isim , Aşama, derece, rütbe
1. Bu sanatkârı bir yarım ilah mertebesine yükselten ne kuvvet ne de hususiyettir.
1. Bu sanatkârı bir yarım ilah mertebesine yükselten ne kuvvet ne de hususiyettir.
2. Evre, safha
Lisan : Arapça mertebe
1. isim , isim , isim , isim , Yapıda kullanılan dört köşe veya yuvarlak, kalınca ağaç
1. Küçük oğul, koltuğundaki bir tutam merteği bir kenara attıktan sonra, dut dalı bunlar, dedi.
1. Küçük oğul, koltuğundaki bir tutam merteği bir kenara attıktan sonra, dut dalı bunlar, dedi.
civanmertlik
1. isim , isim , isim , isim , Yiğitlik
1. Umudu olmadığı için, mertlik bende kalsın diye öyle görünürdü.
1. Umudu olmadığı için, mertlik bende kalsın diye öyle görünürdü.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kabuklarından aynı adla anılan bir reçine çıkarılan ve Antil Adaları'nda yetişen bir ağaç (Calophyilum calaba)
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Akasma
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Deve dikeni
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çan çiçeği
Telaffuz : merye'manaeldiveni
1. isim , isim , isim , isim , Zayıf yanan ışık
Telaffuz : merye'manakandili
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Gökkuşağı
Telaffuz : merye'manakuşağı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , Mercanköşk
1. Havada kekik ve merzengûş kokuyordu.
1. Havada kekik ve merzengûş kokuyordu.
Lisan : Farsça merzengūş
Telaffuz : merzengû:şu
1. isim , isim , isim , isim , Amasya iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : me'rzifon
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Derece, değer, rütbe
Lisan : Arapça mes̱ābe
Telaffuz : mesa:be
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yerinde, değerinde, hükmünde
1. Bu davetler, âdeta diplomasi tarikatının ayinleri mesabesindedir.
1. Bu davetler, âdeta diplomasi tarikatının ayinleri mesabesindedir.
Telaffuz : mesa:besinde
kısa mesafe, baraj mesafesi, fren mesafesi
1. isim , isim , isim , isim , Ara, aralık, uzaklık
1. Etrafı görememek, belki gözleri oyalayacak şeyleri bulamamak bu mesafeye sabır tüketen bir uzayış verdi.
1. Etrafı görememek, belki gözleri oyalayacak şeyleri bulamamak bu mesafeye sabır tüketen bir uzayış verdi.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İlişkilerde çok içten olmama durumu, resmiyet
3. matematik , matematik , matematik , matematik , Uzaklık
Lisan : Arapça mesāfe
Telaffuz : mesa:fe
1. yol almak, ilerlemek
1. Tam mesafe katettiğimiz zaman bizi nasıl yarı yolda bırakırsın?
1. Tam mesafe katettiğimiz zaman bizi nasıl yarı yolda bırakırsın?
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Arası olan, uzaklığı bulunan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İlişkilerde içtenliğe yer vermeyen
1. Mesafeli ve ölçülü, tam bir İstanbul efendisi konuşması vardı.
1. Mesafeli ve ölçülü, tam bir İstanbul efendisi konuşması vardı.
3. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , İlişkilerde içtenliğe yer vermeyen bir biçimde
1. Benimle ne kadar mesafeli konuşuyorsun, âdeta resmî.
1. Benimle ne kadar mesafeli konuşuyorsun, âdeta resmî.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yüz ölçümü
Lisan : Arapça misāḥa
Telaffuz : mesa:ha
mesai saati, tam mesai, teşrikimesai, yarım mesai
1. isim , isim , isim , isim , Çalışma, emek
1. İki üç günlük mesaiyle bir sürü karanlık noktayı çözümledin.
1. İki üç günlük mesaiyle bir sürü karanlık noktayı çözümledin.
Lisan : Arapça mesāʿī
Telaffuz : mesa:i:
1. bir iş yerinde, yasal günlük iş süresi dışında ek bir ücretle fazla çalışmak