Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
lipsos
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , İskorpitgillerden, Akdeniz ve Atlas Okyanusu'nda yaşayan, yüzgeçlerindeki dikenlerde yaralara sebep olan bir zehir bulunan, 40 santimetre uzunluğunda, eti çok beğenilen bir balık (Scorpaena porcus)


Lisan : Rumca

Telaffuz : li'psos

lir
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Kaynağı mitolojik çağlara dayanan kirişli bir çalgı


Lisan : Fransızca lyre

lira

İlgili Kelimeler:

ata lira, sarı lira

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yüz kuruş değerinde Türk para birimi, teklik

Örnek:

1. Bu pazarlığın yapıldığı zamanda liranın kıymeti vardı.

1. Bu pazarlığın yapıldığı zamanda liranın kıymeti vardı.

2. Bazı ülkelerin para birimi

Örnek:

1. Mısır lirası. Suriye lirası.

1. Mısır lirası. Suriye lirası.

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Yedi gram ağırlığında altın sikke, liralık, sarı lira


Lisan : İtalyanca lira

Telaffuz : li'ra

liralık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir lira değerinde olan

Örnek:

1. Beş milyon liralık alışveriş. On milyon liralık kumaş.

1. Beş milyon liralık alışveriş. On milyon liralık kumaş.

2. isim , isim , isim , isim , Lira


liret
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İtalya'nın para birimi


Lisan : Fransızca lirette

lirik

İlgili Kelimeler:

lirik şiir

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Coşkun, ilhamla dolu

Örnek:

1. Hiçbir millet Fuzuli ve Nedim ayarında iki büyük lirik şair gösteremez.

1. Hiçbir millet Fuzuli ve Nedim ayarında iki büyük lirik şair gösteremez.

2. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Çok etkili, coşkun, genellikle kişisel duyguları dile getiren edebiyat

3. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Eski Yunan edebiyatında lir eşliğinde söylenen (şiir)


Lisan : Fransızca lyrique

lirik şiir
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Yunanlarda lir eşliğinde okunan şiir

2. Coşkun ve ateşli bir anlatımı olan, toplumun ortak veya şairin kişisel duygularını yansıtan şiir


lirizm
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Kişisel duyguların ilham yolu ile coşkulu ve etkili anlatımı

Örnek:

1. Vezin ve kafiyenin atılması, lirizmden yüz çevirme, imge kullanılmaması, şiirde yenilik sayılıyordu.

1. Vezin ve kafiyenin atılması, lirizmden yüz çevirme, imge kullanılmaması, şiirde yenilik sayılıyordu.


Lisan : Fransızca lyrisme

lisan

İlgili Kelimeler:

lisanıhâl, lisanımünasip, sürçülisan

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dil (II)

Örnek:

1. Mektup uzun değildi, biraz da ticari bir lisanla yazılmıştı.

1. Mektup uzun değildi, biraz da ticari bir lisanla yazılmıştı.


Lisan : Arapça lisān

Telaffuz : lisa:nı

lisani
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Dille ilgili


Lisan : Arapça lisānī

Telaffuz : lisa:ni:

lisanıhâl
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hâl diliyle, davranışla düşünce ve istenileni anlatma


Lisan : Arapça lisān + ḥāl

Telaffuz : lisa:nıhâ:li

lisanımünasip
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Karşısındakinin kolayca anlayabileceği dil ve üslup


Lisan : Arapça lisān + munāsib

Telaffuz : lisa:nımüna:sip

lisaniyat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dil bilimi


Lisan : Arapça lisāniyyāt

Telaffuz : lisa:niya:tı

lisans

İlgili Kelimeler:

lisans sözleşmesi, ön lisans, yüksek lisans

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle dört yıl süren üniversite veya yüksekokul öğrenimi

Örnek:

1. Doktora veya lisanslarını hazırladıkları sırada maişet parasını büro ve otel garsonluğu yapmakla çıkarıyorlardı.

1. Doktora veya lisanslarını hazırladıkları sırada maişet parasını büro ve otel garsonluğu yapmakla çıkarıyorlardı.

2. Bu öğrenim sonunda elde edilen ve diploma ile belgelendirilen akademik derece

3. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Bir malı yabancı firma adına üretme izni

4. spor , spor , spor , spor , Bir sporcunun resmî yarışmalara katılabilmesi için spor federasyonunun kendisine verdiği kayıt fişi veya kimlik kartı

5. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Yurda mal sokma veya yurttan mal çıkarma izni

Örnek:

1. İthal lisansı. İhraç lisansı.

1. İthal lisansı. İhraç lisansı.


Lisan : Fransızca licence

lisans sözleşmesi
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Firmanın, geliştirdiği teknolojiyi başkalarının kullanabilmesi için verdiği izin belgesi


lisansiyer
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üniversitede okuyan öğrenci

Örnek:

1. Lisansiyerler listesi üniversitenin dehlizine nihayet asılmıştı.

1. Lisansiyerler listesi üniversitenin dehlizine nihayet asılmıştı.


Lisan : Fransızca licencier

lisanslı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Lisansı olan

Örnek:

1. Alman lisanslı elektrik sayacı.

1. Alman lisanslı elektrik sayacı.


lisansüstü eğitim
Anlamı:

1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Lisans eğitimi bittikten sonra yapılan yükseköğretim


lise

İlgili Kelimeler:

açık lise, süper lise, teknik lise

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sekiz yıllık ilköğretimden sonra en az dört yıllık bir eğitimle hayata veya yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumu

Örnek:

1. İlkokulu, liseyi birlikte okuduk, belki onda nostalji uyandırıyorum.

1. İlkokulu, liseyi birlikte okuduk, belki onda nostalji uyandırıyorum.

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Üç yıllık ortaokuldan sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumu


Lisan : Fransızca lycée

Telaffuz : li'se

liseli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Lisede okuyan (öğrenci)


liselilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Liseli olma durumu


liste

İlgili Kelimeler:

liste başı, liste dışı, kara liste, tek liste, iftihar listesi, liberasyon listesi, seçmen listesi, yemek listesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alt alta yazılmış şeylerin bütünü, dizelge

Örnek:

1. Elimden geldiği kadar listenizi yerine getirmeye çalışacağım.

1. Elimden geldiği kadar listenizi yerine getirmeye çalışacağım.


Lisan : İtalyanca lista

liste başı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir seçimde, listenin ilk sırasında olan ad

2. En çok beğenilen, en çok tutulan kitap, şarkı vb., hit


liste başı olmak
Anlamı:

1. listenin ilk sırasında olmak


liste dışı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir seçimde listeye girememiş olan kimse veya şey