Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
Antik Çağ
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının gelişip yayıldığı çağ


antika
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tarihsel bir döneme ait olan

Örnek:

1. Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı.

1. Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı.

2. tarih , tarih , tarih , tarih , Antik

3. isim , isim , isim , isim , Eski çağlardan kalma eser

4. isim , isim , isim , isim , Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılan diş diş süs, sıçandişi

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf, çarliston marka

Örnek:

1. Hasılı antika bir herif.

1. Hasılı antika bir herif.


Lisan : İtalyanca antico

Telaffuz : anti'ka

antika mobilya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eski dönemlerde imal edilmiş olup ana hatlarında herhangi bir değişiklik yapılmayan ve belli bir ekole göre adlandırılan mobilya


antikacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Antika eşya, eser satan veya toplayan kimse

Örnek:

1. İyi seçmeyi bilen bir antikacı.

1. İyi seçmeyi bilen bir antikacı.


antikacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Antikacının yaptığı iş


antikalaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Antikalaşmak durumu


antikalaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Antika duruma gelmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tuhaflaşmak, yadırganacak bir duruma gelmek


antikalık
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Tuhaflık

Örnek:

1. Kim bilir bu herifin geçmişinde neler neler, ne antikalıklar, ne acayiplikler, ne madrabazlıklar vardı.

1. Kim bilir bu herifin geçmişinde neler neler, ne antikalıklar, ne acayiplikler, ne madrabazlıklar vardı.


antikapitalist
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kapitalist rejime karşı olan (kimse)


Lisan : Fransızca anticapitaliste

Telaffuz : a'ntikapitalist

antikapitalistlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Antikapitalist olma durumu


antikapitalizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapitalizme karşı olma


Lisan : Fransızca anticapitalisme

Telaffuz : a'ntikapitalizm

antikasını bilmek
Anlamı:

1. en iyisini bilmek


antikatot
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Basıncı azaltılmış bir elektrik boşalma tüpünde, katot ışınlarını durdurmak için tüp içerisinde katot karşısına yerleştirilen genellikle metal yaprak


Lisan : Fransızca anticathode

Telaffuz : a'ntikatot

antikite
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eskilik

2. tarih , tarih , tarih , tarih , İlk Çağ


Lisan : Fransızca antiquité

antikomünist
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Komünizme karşı olan


Lisan : Fransızca anticommuniste

Telaffuz : a'ntikomünist

antikomünistlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Antikomünist olma durumu


antikomünizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Komünizm karşıtlığı


Lisan : Fransızca anticommunisme

Telaffuz : a'ntikomünizm

antikor
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Vücuda giren antijenlere karşı oluşan bağışıklık proteini


Lisan : Fransızca anticorps

Telaffuz : a'ntikor

antilop
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Antiloplardan, sıcak ülkelerde yaşayan, çok hızlı koşan, boynuzlu bir hayvan (Anthilopus)

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu hayvanın derisinden yapılmış


Lisan : Fransızca antilope

Telaffuz : l ince okunur

antiloplar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Geviş getiren memeli hayvanların bir familyası


antimon
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 51, atom ağırlığı 121,76 olan, 630 °C'de eriyen, haddede veya çekiç altında işlenemeyen, çoğunlukla basım harfleri alaşımında kullanılan, mavimtırak beyaz renkte bir element (simgesi Sb)


Lisan : Fransızca antimoine

antimonlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde antimon bulunan


antinomi
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Çatışkı


Lisan : Fransızca antinomie

antioksidan
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Genellikle yağların, yağlı besinlerin uzun süre saklanabilmesi, beyaz renkli sebze ve meyvelerin kararmasının önlenmesi için kullanılan madde

2. Canlı organizmalardaki toksinleri atmaya yarayan madde


Lisan : Fransızca antioxydant

Telaffuz : a'ntioksidan

antiparazit
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , tıp , tıp , sıfat , sıfat , tıp , tıp , Asalaksavar


Lisan : Fransızca antiparasite

Telaffuz : a'ntiparazit