92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tüketim
1. Eskiden İstanbul istihlak ile yaşarken şimdi istihsalle yaşamak mecburiyetindedir.
1. Eskiden İstanbul istihlak ile yaşarken şimdi istihsalle yaşamak mecburiyetindedir.
Lisan : Arapça istihlāk
Telaffuz : istihla:ki, l ince okunur
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Çıkarsama
Lisan : Arapça istiḫrāc
Telaffuz : istihra:cı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Elde etme
2. Üretim
1. Eskiden İstanbul istihlak ile yaşarken şimdi istihsalle yaşamak mecburiyetindedir.
1. Eskiden İstanbul istihlak ile yaşarken şimdi istihsalle yaşamak mecburiyetindedir.
Lisan : Arapça istiḥṣāl
Telaffuz : istihsa:li
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gizli veya kinayeli bir biçimde alay
1. Sivri burnu, korkunç bir istihza ile şimdi bana doğru uzamıştı.
1. Sivri burnu, korkunç bir istihza ile şimdi bana doğru uzamıştı.
Lisan : Arapça istihzāʾ
Telaffuz : istihza:
1. gizli veya kinayeli bir biçimde alay etmek, alaya almak
1. Kim bilir, bu erkek, kadınların zaafı ile göğsünü gere gere kaç kere istihza etmiştir.
1. Kim bilir, bu erkek, kadınların zaafı ile göğsünü gere gere kaç kere istihza etmiştir.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İstihzası olan
1. Eniştemiz bizi şahit tuttukça babam da istihzalı bir tavır alır, kıs kıs gülerdi.
1. Eniştemiz bizi şahit tuttukça babam da istihzalı bir tavır alır, kıs kıs gülerdi.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hazırlama
2. Hatırlama, anımsama
Lisan : Arapça istiḥżār
Telaffuz : istihza:rı
1. isim , isim , isim , isim , Ayakkabıların altını parlatmak için kunduracıların kullandığı kemik, isteka
Lisan : İtalyanca stecca
Telaffuz : isti'ka
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yarılmış bir şeyin bir bölümünü alma
2. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Türeme
3. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Aynı kökten gelen kelimeleri bir arada kullanma sanatı
Lisan : Arapça iştiḳāḳ
Telaffuz : iştika:kı
1. isim , isim , isim , isim , Doğrultu
1. Arkaya baka baka, yere yuvarlanmaksızın, istenilen istikamette kaç adım gidilebilir?
1. Arkaya baka baka, yere yuvarlanmaksızın, istenilen istikamette kaç adım gidilebilir?
Lisan : Arapça istiḳāmet
Telaffuz : istika:met
1. yön vermek, yöneltmek
1. Son otuz senede tarihe nasıl bir istikamet verdiğimizi görüyorum.
1. Son otuz senede tarihe nasıl bir istikamet verdiğimizi görüyorum.
1. isim , isim , isim , isim , Gelecek
1. O kadar fırtınalı bir maziden sonra istikbalde söneceğinize inanmaktan uzağım.
1. O kadar fırtınalı bir maziden sonra istikbalde söneceğinize inanmaktan uzağım.
2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Karşılama
1. Salih Paşa'ya, uğrayacağı iskelelerde mutantan istikballer yapılması hakkında talimat verilmişti.
1. Salih Paşa'ya, uğrayacağı iskelelerde mutantan istikballer yapılması hakkında talimat verilmişti.
Lisan : Arapça istiḳbāl
Telaffuz : istikba:li
1. karşılamak
1. Vuslat, sofada misafirleri istikbal etti.
1. Vuslat, sofada misafirleri istikbal etti.
İstiklal Marşı
1. isim , isim , isim , isim , Bağımsızlık
1. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin layemut abidesidir.
1. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin layemut abidesidir.
Lisan : Arapça istiḳlāl
Telaffuz : istikla:li, l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Mehmet Akif Ersoy'un sözlerini yazdığı, Zeki Üngör'ün bestelediği 12 Mart 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından oy birliğiyle kabul edilen, Türkiye Cumhuriyeti'nin millî marşı
Özel: Evet
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Tümevarım
Lisan : Arapça istiḳrāʾ
Telaffuz : istikra:
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tiksinme, iğrenme
1. Genç kız korku ve istikrahla göz kapaklarını sıktı.
1. Genç kız korku ve istikrahla göz kapaklarını sıktı.
Lisan : Arapça istikrāh
Telaffuz : istikra:hı
1. isim , isim , isim , isim , Aynı kararda, biçimde sürme, kararlılık, stabilizasyon
1. Devletini, sağlam bir iman ve istikrar müessesesi olarak teşkilatlandırmıştır.
1. Devletini, sağlam bir iman ve istikrar müessesesi olarak teşkilatlandırmıştır.
2. Yerleşme, oturma, stabilizasyon
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Denge, stabilizasyon
4. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Ödemeler dengesinde, istihdamda düzen, stabilizasyon
Lisan : Arapça istiḳrār
Telaffuz : istikra:rı