1. çok iri, büyük
1. Yemek yemek için kıyı kumsalına çıkmış, orada ona yumruk kadar bir örümcek musallat olmuştu.
1. Yemek yemek için kıyı kumsalına çıkmış, orada ona yumruk kadar bir örümcek musallat olmuştu.
2. küçücük
1. Yumruk kadar çocukcağızı tek başına trene oturtamaz ya...
1. Yumruk kadar çocukcağızı tek başına trene oturtamaz ya...