1. -i , -i , -i , -i , Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak
1. Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır.
1. Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır.
2. Güçlendirmek, şiddetlendirmek
3. Yüksek bir düzeye getirmek, geliştirmek
1. Bunlar memleketin edebiyat tarihinde beni yavaş yavaş yükselten birer basamak.
1. Bunlar memleketin edebiyat tarihinde beni yavaş yavaş yükselten birer basamak.
4. Aşama ve mevki bakımından daha yüksek duruma getirmek
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Değerini olduğundan daha çok göstermek
6. -e , -e , matematik , matematik , -e , -e , matematik , matematik , Bir sayıyı kendisiyle birkaç kez çarpmak
1. 5 sayısını dördüncü kuvvete yükseltmek, 5x5x5x5=625 çarpımını yapmak demektir.
1. 5 sayısını dördüncü kuvvete yükseltmek, 5x5x5x5=625 çarpımını yapmak demektir.