yükselmek

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yükseğe çıkmak

Örnek:

1. Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti.

1. Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti.

2. Fiyat, çoğalmak

3. Artmak

Örnek:

1. Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi.

1. Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi.

4. Aşaması artmak

5. Unvan, rütbe vb. ilerlemek

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güçlenmek, şiddetlenmek

Örnek:

1. Sağdan soldan nargile gurultularının yükseldiği işitiliyordu.

1. Sağdan soldan nargile gurultularının yükseldiği işitiliyordu.

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yüce duruma gelmek, yücelmek

Örnek:

1. Benim gözümde bu davranışıyla yükseldi.

1. Benim gözümde bu davranışıyla yükseldi.