1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yükseğe çıkmak
1. Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti.
1. Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti.
2. Fiyat, çoğalmak
3. Artmak
1. Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi.
1. Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi.
4. Aşaması artmak
5. Unvan, rütbe vb. ilerlemek
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güçlenmek, şiddetlenmek
1. Sağdan soldan nargile gurultularının yükseldiği işitiliyordu.
1. Sağdan soldan nargile gurultularının yükseldiği işitiliyordu.
7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yüce duruma gelmek, yücelmek
1. Benim gözümde bu davranışıyla yükseldi.
1. Benim gözümde bu davranışıyla yükseldi.