1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
2. Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak
3. Belli bir hizmeti kullanabilmek için özel bir karta gerekli verileri aktarmak
1. Karta elli liralık gaz yükledim.
1. Karta elli liralık gaz yükledim.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak
1. Çocuğun bakımını ona yüklediler.
1. Çocuğun bakımını ona yüklediler.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir suçu birinin üstüne atmak
1. Suçuna bakmadan bir de bu vaziyetten beni mesul tutmak istiyor, kabahati bana yüklüyor.
1. Suçuna bakmadan bir de bu vaziyetten beni mesul tutmak istiyor, kabahati bana yüklüyor.