yukarı mahalle, aşağı yukarı, başyukarı, bayır yukarı, çiviyukarı, yokuş yukarı, aşağılı yukarılı
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin üst bölümü, fevk, aşağı karşıtı
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yetkili kimse
1. Emir yukarıdan gelince çaresiz kaldık.
1. Emir yukarıdan gelince çaresiz kaldık.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Benzerleri arasında üstte bulunan
1. Yukarı kat.
1. Yukarı kat.
4. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Aşama, sınıf, makam bakımından ileride olan
1. O bizden yukarı sınıftandı.
1. O bizden yukarı sınıftandı.
5. zarf , zarf , zarf , zarf , Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya
1. Yukarı, kocasının odasına çıktı.
1. Yukarı, kocasının odasına çıktı.