yontmak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeye istenilen biçimi vermek için dış bölümünü keskin bir araçla biçmek, kesmek

Örnek:

1. Boş zamanlarında tahta kaşık, kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı.

1. Boş zamanlarında tahta kaşık, kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimsenin azar azar parasını çekmek, birinden para sızdırmak

Örnek:

1. Hacı Bey'i yontacak, ondan bir hayli fazla para sızdıracaktı.

1. Hacı Bey'i yontacak, ondan bir hayli fazla para sızdıracaktı.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyi kendi görüşüne göre değerlendirmek