yolsuz yöntemsiz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yolu olmayan
1. Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız.
1. Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız.
2. Yavaş giden (taşıt)
1. Bu gemi yolsuzdur.
1. Bu gemi yolsuzdur.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız
1. Kaymakamın yolsuz icraatı, hususi hayatı hep burada konuşulur, kasabanın olup biten işleri hep burada öğrenilirdi.
1. Kaymakamın yolsuz icraatı, hususi hayatı hep burada konuşulur, kasabanın olup biten işleri hep burada öğrenilirdi.
4. Törelere, toplumun görüşüne aykırı davranan
1. Babam böyle yolsuz bir adam olsaydı anam ne yapardı.
1. Babam böyle yolsuz bir adam olsaydı anam ne yapardı.
5. argo , argo , argo , argo , Parasız, züğürt