yol


İlgili Kelimeler:

yol ağzı, yol ayrımı, yol azığı, yol bel, yolbil, yolbul, yol boyu, yoldüzler, yol erkân, yol evladı, yolgeçen hanı, yol halısı, yol haritası, yol harçlığı, yol işareti, yol kardeşi, yolkesen, yol kilimi, yol parası, yol uğrağı, yolüstü, yol yol, yol yordam, yol yorgunu, açık yol, açısal yol, altı yol, ana yol, bir yol, bölünmüş yol, çakıl yol, çıkar yol, dikenli yol, diplomatik yol, doğru yol, dört yol, duble yol, ekspres yol, kaçamak yol, kısayol, köprü yol, kötü yol, orta yol, otoyol, stabilize yol, tahsisli yol, tali yol, tam yol, tek yönlü yol, tercihli yol, uzak yol kaptanı, uzun yol sürücüsü, uzun yol şoförü, yan yol, gözü yolda, o yolda, kısa yoldan, ayakyolu, bisiklet yolu, boru yolu, cinyolu, çevre yolu, çıkış yolu, çözüm yolu, demir yolu, deniz yolu, döl yolu, geçim yolu, Gökyolu, Hacılaryolu, Hacıyolu, hak yolu, Harezmi yolu, hava yolu, idrar yolu, kara yolu, keçi yolu, koşu yolu, Samanyolu, seğirdim yolu, ses yolu, sıçan yolu, sidik yolu, suyolu, su yolu, yargı yolu, yaya yolu, keyfi yolunda, tıngırı yolunda

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik

2. Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer

Örnek:

1. Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı.

1. Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı.

3. Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi

Örnek:

1. Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu.

1. Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu.

4. İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer

Örnek:

1. Su yolu. Sel yolu.

1. Su yolu. Sel yolu.

5. Yolculuk

Örnek:

1. Yola çıkmak. Yoldan kalmak.

1. Yola çıkmak. Yoldan kalmak.

6. Gidiş çabukluğu, hız

Örnek:

1. Bu vapurun yolu az.

1. Bu vapurun yolu az.

7. Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi

Örnek:

1. Celâl Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür.

1. Celâl Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür.

8. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik

Örnek:

1. Duyguların eğitimi de en iyi, sanat yoluyla olur.

1. Duyguların eğitimi de en iyi, sanat yoluyla olur.

9. Kumaşta bulunan çizgi

10. Kez, defa, kere, sefer

11. argo , argo , argo , argo , Hile, tuzak

12. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Düğünde, oğlanevinin kızevine verdiği para, mal veya armağan

13. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gaye, uğur, maksat

Örnek:

1. Bu yolda çok emek harcandı.

1. Bu yolda çok emek harcandı.

14. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem

Örnek:

1. Bu işi yapmanın bir yolu vardır.

1. Bu işi yapmanın bir yolu vardır.