1. kılavuzluk etmek, yolu bilmeyene anlatmak, tarif etmek
1. Elinde güçlü bir çıra vardı, onu yüksekte tutarak yolculara yol gösteriyordu.
1. Elinde güçlü bir çıra vardı, onu yüksekte tutarak yolculara yol gösteriyordu.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , ne yapılacağını, nasıl davranılacağını öğretmek
1. Biz benzincinin istihkakını düşeriz, siz de benzini alırsınız, diye yol gösterirler.
1. Biz benzincinin istihkakını düşeriz, siz de benzini alırsınız, diye yol gösterirler.