yok yoksul, fırsat yoksulu
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), parasız, yoksuz, varlıksız, variyetsiz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı
1. O kadar yoksulmuş ki rüyasında bile eline para değmemiş.
1. O kadar yoksulmuş ki rüyasında bile eline para değmemiş.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz
1. Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum.
1. Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum.