yıpranmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Zamanla veya çok kullanılma sonucu aşınmak, eskimek

Örnek:

1. Gömleği ütülü ama yıpranmıştı.

1. Gömleği ütülü ama yıpranmıştı.

2. Makine veya makine parçaları aşınıp bozulmak

Örnek:

1. Dikiş makinesi kullanıla kullanıla yıprandı.

1. Dikiş makinesi kullanıla kullanıla yıprandı.

3. Saygınlığı azalmak

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çeşitli etkenlerle eski gücü kalmamak

Örnek:

1. Onun zekâsı hiç yıpranmamış.

1. Onun zekâsı hiç yıpranmamış.