yıkıntı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıkılma, yıkım, mahvolma

2. Yıkılan bir şeyin parçaları, kalıntıları, enkaz

Örnek:

1. Ateşoğlu'nun evinin biraz ötesinde bir ev yıkıntısı keşfettim.

1. Ateşoğlu'nun evinin biraz ötesinde bir ev yıkıntısı keşfettim.

3. Virane

Örnek:

1. Yıkıntıların ortasında blok hâlinde yükselen yeni apartmanlara uzun uzun baktı.

1. Yıkıntıların ortasında blok hâlinde yükselen yeni apartmanlara uzun uzun baktı.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ruhsal bakımdan yıkılma, yıkım, mahvolma

Örnek:

1. İkisi de Samim'deki yıkıntının nedenini gayet iyi biliyorlardı.

1. İkisi de Samim'deki yıkıntının nedenini gayet iyi biliyorlardı.