1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yığma işine konu olmak veya yığma işi yapılmak
1. Yarım saate varmadan evdeki bütün çarşaflar, pikeler, yorganlar, yastıklar salonun ortasına yığılmış oluyordu.
1. Yarım saate varmadan evdeki bütün çarşaflar, pikeler, yorganlar, yastıklar salonun ortasına yığılmış oluyordu.
2. Çok sayıda birikmek, toplanmak
1. Bütün köşk, kapının önüne yığıldı.
1. Bütün köşk, kapının önüne yığıldı.
3. Düşmek, yıkılmak, kendini tutamayıp çökmek
1. Adam, iskelenin üstüne yığılmış, son nefesini verirken biçarenin şapkasını aşırmışlar.
1. Adam, iskelenin üstüne yığılmış, son nefesini verirken biçarenin şapkasını aşırmışlar.