yetiştirmek

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak

2. Vaktinde hazır olmasını sağlamak, tamamlamak, bitirmek

Örnek:

1. Kitabı önümüzdeki aya yetiştireceğim.

1. Kitabı önümüzdeki aya yetiştireceğim.

3. Birini gerekli bir iş için tam zamanında bir yere götürmek

Örnek:

1. Hastayı doktora yetiştirmek.

1. Hastayı doktora yetiştirmek.

4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üretmek, büyütmek, geliştirmek

Örnek:

1. Evlerinin bahçesinde bir iki elma, erik ağacı yetiştirirler.

1. Evlerinin bahçesinde bir iki elma, erik ağacı yetiştirirler.

5. İletmek, duyurmak

6. Sağlayıp vermek

Örnek:

1. Sigara yakmak isteyenlere kibrit yetiştirir.

1. Sigara yakmak isteyenlere kibrit yetiştirir.

7. -i , -i , -i , -i , Yetmesini sağlamak

Örnek:

1. Cephemiz susuz, kuru ekmek ve benzini güç yetiştiriyoruz.

1. Cephemiz susuz, kuru ekmek ve benzini güç yetiştiriyoruz.

8. -i , -i , -i , -i , Aceleyle ulaştırmak

9. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Söylenmemesi gereken bir şeyi birine hemen söylemek

Örnek:

1. Hiç kalır mı? Ertesi gün valiye yetiştirdiler.

1. Hiç kalır mı? Ertesi gün valiye yetiştirdiler.

10. -i , -i , mecaz , mecaz , -i , -i , mecaz , mecaz , Çocuğun gelişip büyümesine özen göstermek

Örnek:

1. Munise'yi güzel ahlaklı bir kadın olarak yetiştirecektim.

1. Munise'yi güzel ahlaklı bir kadın olarak yetiştirecektim.

11. -i , -i , mecaz , mecaz , -i , -i , mecaz , mecaz , Eğitim, öğrenim sağlamak