yetişmek

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak

Örnek:

1. Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti.

1. Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti.

2. Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak

Örnek:

1. Bu giysi yarına yetişmeli.

1. Bu giysi yarına yetişmeli.

3. Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak

Örnek:

1. Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi.

1. Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi.

4. Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak

Örnek:

1. Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı.

1. Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı.

5. Değmek, uzanıp dokunabilmek

Örnek:

1. Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez.

1. Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez.

6. Vakit bulmak, yapabilmek

Örnek:

1. Ben bu kadar işe yetişemem.

1. Ben bu kadar işe yetişemem.

7. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek

Örnek:

1. Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir.

1. Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir.

8. Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmak

Örnek:

1. Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm.

1. Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm.

9. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üremek, büyümek, olmak

Örnek:

1. Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti.

1. Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti.

10. -de , -de , -de , -de , Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek

Örnek:

1. Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı.

1. Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı.

11. İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek

12. Yardım etmek, yardımına koşmak

Örnek:

1. Tam o sırada talih imdadıma yetişti.

1. Tam o sırada talih imdadıma yetişti.

13. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ortaya çıkmak