1. -e , -e , -e , -e , Yerleşmesini sağlamak
1. Düven tahtasının altına çakmak taşlarını yerleştiriyordu.
1. Düven tahtasının altına çakmak taşlarını yerleştiriyordu.
2. Yerine koymak
1. Selim, eşyasını toplayıp gene kayığa yerleştirdi.
1. Selim, eşyasını toplayıp gene kayığa yerleştirdi.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tokat, şamar vurmak
1. Herife bir tokat yahut bir yumruk yerleştiremediğine bile yandı durdu.
1. Herife bir tokat yahut bir yumruk yerleştiremediğine bile yandı durdu.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Söz veya cevabı tam sırasında söylemek