1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere
1. Kadınlar bütün mallarını, vitrin yerine kullandıkları pencerelerde sergiliyorlardı.
1. Kadınlar bütün mallarını, vitrin yerine kullandıkları pencerelerde sergiliyorlardı.
2. Başkasının adına
1. Nitekim o gün eksiltmeye kendi yerine onu yollamıştı.
1. Nitekim o gün eksiltmeye kendi yerine onu yollamıştı.
3. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Alegori