1. önemli saymak, saygı göstermek
1. Etrafını zehirleye zehirleye yaşadıktan sonra hâlâ insanlar ona kendi aralarında bir yer veriyorlardı.
1. Etrafını zehirleye zehirleye yaşadıktan sonra hâlâ insanlar ona kendi aralarında bir yer veriyorlardı.
2. bir olaya yol açmak, imkân tanımak
3. önemli bir görev vermek
4. kendi yerini bir başkasına bırakmak
1. Kadınlara yer vermek alışkanlığı da olmadığından, çok kez ayakta kalır.
1. Kadınlara yer vermek alışkanlığı da olmadığından, çok kez ayakta kalır.
5. kullanmak
1. Orta oyununda dekor gibi donatıma da pek az yer verilmiştir.
1. Orta oyununda dekor gibi donatıma da pek az yer verilmiştir.
6. söz etmek, değinmek
7. ağırlık vermek
1. Bu dönem, daha çok kısa ve vodvil türünde komedyalara yer vermiştir.
1. Bu dönem, daha çok kısa ve vodvil türünde komedyalara yer vermiştir.
8. konu edinmek