yansımak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Işık dalgaları yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön değiştirmek, aksetmek

Örnek:

1. Düz ve parlak yüzeylere çarpan ışık yansır.

1. Düz ve parlak yüzeylere çarpan ışık yansır.

2. Yer almak

Örnek:

1. Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir.

1. Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Anlaşılmak, belli olmak

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ulaşmak, duyulmak, yayılmak, aksetmek