yalnızca

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yalnız olarak

2. Tek başına

Örnek:

1. Ona vefasızlıkta biraz düşünceli davranmayı yararlı buluyor, yalnızca bulduklarında yeni başkana pek uysal davranıyorlardı.

1. Ona vefasızlıkta biraz düşünceli davranmayı yararlı buluyor, yalnızca bulduklarında yeni başkana pek uysal davranıyorlardı.

3. (ya'lnızca) Belli durumun, şartın veya işin dışına çıkmaksızın, yalnız, ancak, tek, sırf, salt, sadece

Örnek:

1. Yalnızca duygulara, sezgilere başvurmak yanıltıcı olabilir.

1. Yalnızca duygulara, sezgilere başvurmak yanıltıcı olabilir.


Telaffuz : yalnı'zca