1. -e , -e , -e , -e , Arada az bir aralık kalacak biçimde ilerlemek, aradaki uzaklığı azaltmak veya büsbütün ortadan kaldırmak için ileri gitmek
1. Saat sekiz buçuğa yaklaşıyordu.
1. Saat sekiz buçuğa yaklaşıyordu.
2. Benzemek, andırmak, uygun olmak
3. Bir konuyu, bir sorunu ele alarak değerlendirmek
1. Gösteriye dayalı dallarla edebiyat arasındaki ayrıma ün kavramıyla yaklaşabiliriz.
1. Gösteriye dayalı dallarla edebiyat arasındaki ayrıma ün kavramıyla yaklaşabiliriz.
4. Yakınlaşmak
1. Arkasından yaklaşarak bir tokatta kasketini mangala düşürebilirim.
1. Arkasından yaklaşarak bir tokatta kasketini mangala düşürebilirim.