yakınlaşmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yakın bir duruma gelmek, yaklaşmak

Örnek:

1. Yer çok aşağılarda kalmış, gök yakınlaşmış gibime gelirdi.

1. Yer çok aşağılarda kalmış, gök yakınlaşmış gibime gelirdi.

2. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Aralarındaki ilgi, sevgi daha güçlü bir duruma gelmek

Örnek:

1. Doktor Hikmet'i, onlara büsbütün yakınlaşmaktan, onlarla dilediği gibi haşır neşir olmaktan menediyordu.

1. Doktor Hikmet'i, onlara büsbütün yakınlaşmaktan, onlarla dilediği gibi haşır neşir olmaktan menediyordu.