yakın


İlgili Kelimeler:

yakın akraba, yakın anlamlı, yakın benzeşme, yakın benzeşmezlik, Yakın Çağ, Yakın Doğu, yakın dost, yakın göçüşme, yakın koruma, yakın sesli, Yakın Şark, yakın takip, akla yakın, cana yakın, fırtınaya yakın rüzgâr

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı

2. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan

Örnek:

1. İklim ile toprağın bereketi ve insanın faaliyeti arasında yakın bir münasebet vardır.

1. İklim ile toprağın bereketi ve insanın faaliyeti arasında yakın bir münasebet vardır.

3. Aralarında sıkı ilgi bulunan

Örnek:

1. Her birinin muhakkak bir yakın arkadaşı vardır.

1. Her birinin muhakkak bir yakın arkadaşı vardır.

4. Benzeyen, andıran, yaklaşan

Örnek:

1. Beş dönüme yakın bahçesi bir ormanı andırırdı.

1. Beş dönüme yakın bahçesi bir ormanı andırırdı.

5. Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan

Örnek:

1. Elli yaşında adam, ellisine yakın kadın...

1. Elli yaşında adam, ellisine yakın kadın...

6. isim , isim , isim , isim , Uzak olmayan yer

Örnek:

1. Yakınımızda otururlar.

1. Yakınımızda otururlar.

7. isim , isim , isim , isim , Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba

Örnek:

1. En yakınlarından başlayarak herkese hayatı cehennem ettiği de doğrudur.

1. En yakınlarından başlayarak herkese hayatı cehennem ettiği de doğrudur.

8. zarf , zarf , zarf , zarf , Uzak olmadan

Örnek:

1. Gelin, bana yakın oturun lütfen.

1. Gelin, bana yakın oturun lütfen.