1. isim , isim , isim , isim , Vızıldama sesi
1. Uçan bir sivrisineğin vızıltısı duyuldu.
1. Uçan bir sivrisineğin vızıltısı duyuldu.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hafif sesle ve bezdirici biçimde yakınma, sızlanma
1. Gerçi sabahları gene evde iş görüyor, annesinin vızıltısını dinlemeye mecbur oluyordu.
1. Gerçi sabahları gene evde iş görüyor, annesinin vızıltısını dinlemeye mecbur oluyordu.