1. -e , -e , -e , -e , Bir işi yerine getireceğine söz vermek
1. Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın
1. Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın
2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Davranışıyla, tutumuyla bir işi yapacağı duygusunu uyandırmak, umut vermek
1. İlmin tatbikatında başarılar sağlayışı insanoğluna pek çok şey vadediyor.
1. İlmin tatbikatında başarılar sağlayışı insanoğluna pek çok şey vadediyor.
Lisan : Arapça vaʿd + Türkçe etmek
Telaffuz : va:'detmek