üvey ana, üvey anne, üvey baba, üvey çocuk, üvey evlat, üvey kardeş, üvey kız, üvey oğul
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yalnız yasaca akraba sayılan, aralarında kan bağı bulunmayan, öz olmayan
1. O akşam da müzakere sonunda bu yaşıtım üvey dayımla mutabık kaldık.
1. O akşam da müzakere sonunda bu yaşıtım üvey dayımla mutabık kaldık.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kendisine kötü davranılan