1. isim , isim , isim , isim , Gerekli küçük eşya, araç gereç
1. Üç kat elbisemden, birkaç takım çamaşırımdan ve ufak tefeğimden başka hiçbir şeyim ve hiçbir kimsem yok.
1. Üç kat elbisemden, birkaç takım çamaşırımdan ve ufak tefeğimden başka hiçbir şeyim ve hiçbir kimsem yok.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok yer kaplamayan, küçük
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kısa ve zayıf
1. Kapımın önünde ufak tefek bir kadın göründü.
1. Kapımın önünde ufak tefek bir kadın göründü.
4. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Sönük, zayıf
1. Tünelin öbür ucunda tekrar ufak tefek ışıklar belirmişti.
1. Tünelin öbür ucunda tekrar ufak tefek ışıklar belirmişti.
5. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok gerekli olmayan, önemsiz
1. Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu.
1. Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu.